Yazar "Levent, Cumali" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Arapgi̇r Düğün Geleneği̇(Malatya Turgut Özal Üniversitesi, 2021) Levent, Ayşe; Levent, CumaliYaşamın önemli üç evresinden biri olan evlenme, yaşanmışlığı geride bırakarak yeni bir eşiğe katılmaktır. Evlenme, toplumlara göre belli bir düzen çerçevesinde görenek ve ritüelleri ile yapılmaktadır. Arapgir, tarihî ve kültürel zenginliğinin yanı sıra tabiat ile de dikkat çekmektedir. Arapgir düğün törenlerinde uygulanan ve uygulanmayan değerler incelenip sonraki kuşaklara aktarılması çalışma konusudur. Kaybolmaya yüz tutmuş, düğün törenlerinin sözlü ve tatbikî yönleri araştırıldı. Arapgir düğününde devam eden gelenekler, değişiklikler ve yeni uygulamalar üzerinde duruldu. Düğün âdetleri zamana göre veya yeni uygulamalar ile değişikliğe uğramaktadır. Gelenekler şartlar karşısında terk edilmekte ya da uygulaması günümüze uyarlanmaktadır. Arapgir’deki düğünler, geleneksel olarak görülmekteyse bazı uygulamalar ile de günümüz düğünlerine dönüşmektedir. Ev (bahçe) düğünleri devam etmekteyse de salonda yapılan düğünler gittikçe artmaktadır. Kına gecesi ev veya salonda yapılabilmektedir. Düğünün bir bölümü olan “Kebap Gecesi” bahçede yapılmakta, düğün ertesi gün salondaki tören ile devam etmektedir. Düğün, salonda yapıldığı gibi salon ve evde birlikte yapılanı da görmek mümkündür. Bazı ritüellerin kaynağı Orta Asya Türk Dünyası ile bağlantılı görülmektedir. Bölgeye ait özellikler taşıdığı gibi Anadolu düğün gelenekleri ile benzer tarafları da mevcuttur. Düğünlerde müzik, eğlence, ziyafet ve misafir ağırlama önemini korumaktadır. Köy düğünleri, ayrı bir başlıkta inceleme yoluna gidildi. Düğünde oyun ve enstrümanlar farklı kültür unsurunu gösterse de Arapgir düğünlerinde ahenkli bir biçimde bir arada kaynaşmıştır. Ailenin kurulmasında geçiş eşiği evlenme, düğün töreni ile unutulmaz hâle getirilmektedir. Düğün, aynı zamanda evlenecek gençlerin bu mutluluğunu topluma ilanı ve desteğini beklediği gelenektir.Öğe Arapgi̇r Tari̇hî Taş Köprüleri̇(Malatya Turgut Özal Üniversitesi, 2021) Levent, Ayşe; Levent, CumaliArapgir, coğrafi özellikleri ve konumundan ötürü farklı kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Roma ve ardılı Bizans yönetimi altında, İran ile olan çatışmalarda sınır olma özelliğinden dolayı askeri yapısı da görülmüştür. Arapgir’de Türk idaresinin getirdiği güven ortamıyla gelişerek sancak idari birimine ulaşmıştır. Tarihî yol, üretim, el sanatları, manusa dokuma sanayisi ve yetişmiş insan gücü ile kendinden söz ettirmiştir. Arapgir’in tarihî eserleri içerisinde yer alan kemerli taş köprülerin bir kısmı çalışma konumuz olmuştur. Arapgir sınırlarında yer alan otuz civarındaki kemerli köprülerin, bir kısmı ayaktaysa da diğerleri kalıntı veya isim olarak kalmıştır. Bazı köprülerin yan veya üzerlerine yapılan tadilatlarla kullanımına da gidilmiştir. Yıkılan köprülerin temeline veya yanına ahşap kullanılarak geçişi devam ettirilmiştir. Özgün mimari yapıları ile ayakta kalan köprüler incelenmiştir. Arapgir’ deki kemerli köprüler çoğunluk tek gözlü inşa edilmiştir. İnşasında mahalle geçişleri, dinî mekânlara, çarşıya ulaşım, tarihî yol güzergâhı dikkate alındığı gözlemlenmiştir. Roma eseri olan Taşköprü’nün askerî amaçlı inşası söz konusudur. Meydan, Kozluk ve Tarhanik köprüleri de ticari yol eksenlidir. Köprülerde herhangi süsleme tekniği görülmemiştir. Kemerli köprülerin üzerinde değişiklik yapılarak trafiğe açılması tarihî dokuya zarar vermektedir. Bu mirasın korunması ve geçmişi hatırlatması bakımından gereken önemin verilmesi gerekmektedir.Öğe Arapgi̇rli̇ Ömer Baba ve Müzdevi̇c Muhammes(Malatya Turgut Özal Üniversitesi, 2021) Levent, Ayşe; Levent, CumaliTarikatlar, İslam’ın ruhani kısmını Peygamberinin temsil ettiği kişiliğiyle tamamlayarak teşkilatlanmış ve günümüze kadar yaygınlaşarak gelmiş şeklidir. İslam’ı yanız kaidelere bağlamayıp, onun iç dünyasına ulaşmak ve dolayısıyla manevi hayatı, maddi hayata üstün kılmaktı. Arapgir’in Türk egemenliğine dâhil olmasıyla, Osmanlı devri öncesi dinî yapılarla donandığı, mevcut eserlerden anlaşılmaktadır. Ulu Cami ve yanındaki hankah tasavvufi yapılanmayı işaret eden mekânlardır. Osmanlı Devleti’nin sancak merkezlerinden biri olan Arapgir bu dönem sosyal, iktisadi, dinî ve ilmî sahalarda gelişme kaydetmiştir. Özellikle yetişmiş insan gücü yönünde İstanbul’da sarayda dikkat çekmekteydi. Ömer Baba(Nuran) günümüzde Arapgir ve civarlarında bilinmekteyse de hakkında matbu bilgiler çok yüzeysel bulunmaktadır. Araştırmamızda ailesi ve Ömer Baba hakkında bilgi sahibi olanların bilgilerine başvuruldu. Anlatılan kerametler konusuna girilmedi. Öğrencisi olan Vehbi’nin yazdığı, övgü türündeki manzum eser üzerinde çalışıldı. Osmanlıca metnin transkripsiyonunu ve sadeleştirilmesine gidilerek manzum şekliyle aktarıldı. Metnin tasavvufi ve edebi özellikleri üzerinde durulmadı. Terzi Baba’nın öğrencisi ve Elâzığlı Hacı Ömer Baba’nın hocası vasfını taşımaktaydı. Böyle bir tasavvuf ehlinin az tanınması veya akademik alanda yer almayışı bir kayıptır. Ömer Baba sade ve sıradan bir hayatı tercih etti. Bu seçimi, bilgi sahibi olmamızı güçleştirdi. Öğrencilerinin kaydettiği bilgilerin olduğu söylenmekte, bunların elde edilmesi ümidini de taşımaktayız. Ömer Baba’nın bağlı olduğu Nakşi Halidi tarikat ile ilgili kısa bilgi verilerek, tarikatın işleyişine girilmedi. Bilinmeyen bir manevi değer hakkında kıt kaynaklar çerçevesinde bu makale hazırlandı.Öğe Arapgi̇r’i̇n Son Palancilari(Malatya Turgut Özal Üniversitesi, 2021) Levent, Ayşe; Levent, CumaliMalatya iline bağlı Arapgirilçesi coğrafi olarak dağlık, engebeli arazi yapısındadır. Geçmiş, dokuma merkezî özelliğinin yanı sıra tarihî ticari yol üzerinde yer almaktaydı. Bu yönüyle geleneksel zanaatların gelişimine katkıda bulunmaktaydı. Bu zanaatlardan palan yapımı XX. yüzyılın ikinci yarısına kadar beş dükkânı 15 esnafı ile önemini korumaktaydı. Arapgir’deki palan; at, katır ve merkep için yapılırdı. Ulaşımın hayvanlar vasıtasıyla yapılması, bu zanaatı revaçta meslekler arasında yerini sağlamlaştırmaktaydı. Motorlu taşıtların yaygınlaşmasıyla beraber hayvan gücüne duyulan bağlılık azaldı. İlçede yeni teknolojik gelişmeler tamamen olmasa bile kullanıma başlayınca geleneksel meslekler yavaş yavaş önemini kaybetmeye ve iş bulamamaya başladı. Diğer geleneksel mesleklergibi palan yapımı da gelişme karşısında tutunamadı. Geçmişte aranılan meslek vasfını kaybetti. Coğrafi şartlar ve ekonomik gerekçelerle hayvan gücünden yararlananların varlığı bir nebze olsa da günümüze kadar bu mesleğin sürdürülmesinde etkilidir. Arapgir’de mesleği yürüten esnafın sayısının azalması karşısında var olan ustanın yerini alabilecek kimse de bulunmamaktadır. Bu durumda hayvan ile nakil yolunu tercih edenleri dışarıya yöneltecektir. Bulunmadığından hayvanlar üzerine farklı örtüler konularak taşımaya gidilecektir. Uygun olmayan örtülerin kullanılması da hayvanlara zarar verilecektir. Mesleğin devamı için ustalarının ekonomik kaygılarının giderilmesi gerekmektedir. Zanaatı devam ettirecek esnafın yetiştirilmesi belde sakinlerinin duyarlı olmasına bağlıdır. Kamu işbirliğiyle çözüm yolları arayışında olmak, muhtemel zanaatı yaşatmaya devam edecektir. Yaylalarda göçer yaşamın varlığı, mesleğin devamı açısından önem taşımaktadır. Maddi kültürün yaşatılması gelecek nesiller için birer değer olacaktır.