Yazar "Karabulut, Aydın" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Geç Modern Zamanda Parrhesia ve Kahramanlık Üzerine Bir Değerlendirme(International Balkan University, Ekim 2020) Karabulut, AydınGünümüzün hızlanım dünyasında anlamlar ve yaşam tarzları arasındaki çizgi gittikçe daha da bulanıklaşmıştır. Sınırlar, değerler birçok alanda, gün geçtikçe daha çok silinmektedir. Birey artık kendi olma cesaretini de yitirerek yalnızca ‘an’ı deneyimlemektedir. Teknoloji elbette bu değer yitimini katalize etmektedir ve gittikçe daha az sorgulayan otomat bireylerin varlığı daha çok hissedilmektedir. Bu homojen çoğullaşmada özgül kütle gittikçe azalarak, değer üreten büyük gölgeler, yeryüzünden çekilerek yerini bu son zamanın “son insan”ına bırakmaktadır. Günümüzde birçok değerin yanı sıra bilhassa sözün ve onu söyleme cesaretinin de yitimine şahit olunmaktadır. Doğruyu söylemek, açık sözlü olmak mantıksal kapılardan artık kolaylıkla geçememekte, bu da güvenin ve hakikatin toplumsal yıkılışına sebep olabilmektedir. Bu bağlamda günümüzde hakikati açık sözlülükle söylemek artık daha nadir görülmektedir. Kitlesel güvensizliğin artık bir norm olması, dostlukları ve ilişkileri deforme etmektedir. Hakikatin ifşa edil(e)memesi insanın, anlamının gün geçtikçe daha çok kaybolmasına sebep olmaktadır. Karakter aşınmasına sebep olan bu decadence durum tarihsel olarak insanın yitimine direnen muhkem kalelerin de erozyonuna sebep olmaktadır. Zira toplum belirli sözleşmelerle tahkim edilmiştir. Bu sözleşmelerin temelinde güven duygusu ve özgürlük yatmaktadır. Bilindiği üzere özgürlük Kant’ta aklın kategorilerinden biridir. Bu minvalden bakılırsa parrhesia’nın yokluğu, teorik açıdan aklın ilerleyişinin de sekteye uğratılmasıdır. Bu açıdan çalışmada, eski bir soyluluk olan parrhesia kavramı, insanın kendi hatasından dolayı düşmüş olduğu bunalımdan, çökkünlükten kurtulması için bir umut olarak düşünülmüştür. Zira insan yalnızca, durgun suda olduğu gibi, berrak sözlerde kendini ve dahi ötekini görebilir. Bu çalışma, günümüz geç modern insan topolojisi göz önünde tutularak, parrhesia’yı etik insanın varoluşu açısından değerlendirmektedir. Bu açıdan çalışma Nietzsche’nin üstinsan, amorfati, cesaret, dostluk terminolojisini kullanarak, Foucault’nun çeşitli kitaplarında defaatle zikredilen parrhesia kavramını beraber tartışmayı amaçlamaktadır.Öğe Kendi olma serüveninin ontik sancısı: Çirkin Ördek Yavrusu(Hüzeyfe Süleyman Arslan, 2020) Karabulut, AydınGünümüzde beğeni denilince akla ilk gelen genellikle görsel beğenidir. Zira yaşanılan yüzyıl imajın ve görsel beğeninin hüküm sürdüğü yüzyıldır. Varlıklarını uzlette sürdüren bireylerin ve imajların çoğaldığı bir çağdır bu... Bu açıdan bakıldığında insan; dışlanma, kendisi olma, yalnızlaşma, ötekileşme gibi birtakım aşamalardan geçerek kendi benliğini oluşturmaktadır. Bu çalışmada “Çirkin Ördek Yavrusu” masalı da özellikle güzelliğin saplantılı bir değer olarak yüceltilmesi, toplumca onaylanmayan fiziksel görüntünün dışlanması, farklılık arayışları ve taleplerinin etkili biçimde bastırılması, kişinin kendisi olma mücadelesinin akamete uğratılması, kitlesel ve topluluk aidiyetinin kutsanması ve benzerliğin ürettiği şiddet, vb. bakımlardan irdelenmektedir. Ayrıca bu çalışmada ele alınan masal, Nietzsche’nin defaatle üzerinde durduğu trajik yaşama da örnek teşkil etmektedir. Nietzsche’ye göre, yaşamın trajik hali ve onun üstesinden gelinmesi amor fati ve üstinsan imgesiyle ancak mümkündür. Bu açıdan Çirkin Ördek Yavrusu için bir ideal olan kuğular masalda üstinsana gönderme olarak düşünülmüştür. Masal Nietzsche’nin geliştirdiği üstinsan, amor fati ve trajik yaşam kavramları etrafında da tartışılmıştır. Çalışmada doküman analizi yöntemi kullanılmıştır.