Bitki Koruma Ana Bilim Dalı Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 12 / 12
  • Öğe
    Farklı sıcaklıklar ve arttırılmış karbondioksit gazı (CO2) düzeyinin şeftali yaprakbiti [Myzus persicae (Sulzer) (Hemiptera: Aphidae)]'nin biyolojisi üzerine etkilerinin araştırılması
    (Malatya Turgut Özal Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Bitki Koruma Ana Bilim Dalı, 2021) Korkmaz, Ali
    Artan endüstriyel ve antropojenik faaliyetler 1980'li yıllardan itibaren atmosferde sera gazlarının çoğalmasına neden olmuştur. Bu durum dünya üzerinde bir sera etkisi oluşturarak küresel ısınmaya neden olmaktadır. Günümüz koşullarında kaçınılmaz olan bu ekolojik felaketin tarımsal üretim açısından özellikle böcek faunası üzerine etkilerinin araştırılması zorunlu hale gelmiştir. Gerçekleştirilen bu çalışma ile küresel ısınmanın neden olduğu sıcaklık ve artan CO2 değerlerinin Myzus persicae (Sulzer) (Hemiptera: Aphididae)'nin biyolojisi üzerine etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma farklı CO2 düzeyleri (400, 600, 800 ve 1000 ppm) ve sıcaklık derecelerine (26/16 – 29/19 – 32/22?, Gündüz/Gece Sıcaklık Değerleri) sahip sera odalarında gerçekleştirilmiştir. Her odada stok kültürler oluşturulup, 2 nesil devamlılığı sağlandıktan sonra patlıcan bitkileri üzerinde oluşturulan her bir hücre içerisinde 1 adet 0-24 saat (yaş) M. persicae bireyi olacak şekilde bırakılmıştır. Bireyler günlük olarak takip edilmiş, gömlek değiştirme durumları, verdiği yavru sayıları ve yaşam süreleri 24 saatte bir kayıt altına alınmıştır. Buradan elde edilen verilerden yaşam çizelgeleri oluşturulmuştur. Bu sonuçlara göre en kısa toplam gelişme süresi 32/22? sıcaklık ve 600 ppm CO2 düzeyinde 5.35 gün olarak görülmüştür. En yüksek yavru sayısı ise 29/19? sıcaklıkta 1000 ppm CO2 düzeyinde 87.88 yavru ve 400 ppm CO2 düzeyinde 87.00 yavru belirlenmiştir. Ergin ömrünün en uzun olduğu bireyler (28.82 gün) ve toplam yaşam süresinin en uzun olduğu bireyler (35.25 gün) ise 29/19? sıcaklık ve 400 ppm CO2 düzeyinde tespit edilmiştir. En yüksek net üreme gücü (R0) (80.300) ve kalıtsal üreme yeteneğinin (rm) (0.344) 29/19? sıcaklık ve 800 ppm CO2 düzeyinde belirlenmiştir. Döl süresinin (T0) en uzun olduğu bireyler (15.271) 29/19? sıcaklıkta ve 1000 ppm CO2 düzeyinde tespit edilmiştir. Elde edilen bu verilerle, farklı sıcaklık ve arttırılmış CO2 gazı düzeylerinin M. persicae'nın gelişme süresi, yavru sayısı ve yaşam çizelgesi parametrelerini etkilediği belirlenmiştir.
  • Öğe
    Malatya, Elazığ ve Adıyaman illeri badem (Prunus dulcis Mill.) ve ceviz (Juglans regia L.) üretim alanlarında Peach latent mosaic viroid (plmvd) etmeninin araştırılması ve moleküler karakterizasyonu
    (Malatya Turgut Özal Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Bitki Koruma Ana Bilim Dalı, 2021) Çevik Akoğul, Tuğba; Sipahioğlu, Hikmet Murat
    Malatya, Elazığ ve Adıyaman illeri badem ve ceviz üretim alanlarında Peach latent mosaic viroid (PLMVd)'inin belirlenmesi amacıyla 2019-2020 yıllarında survey çalışmaları yürütülmüştür. Badem ve ceviz üretim alanlarından rastgele toplam 530 yaprak örneği toplanmış ve total RNA izolasyonları gerçekleştirilmiştir. PLMVd'nin toplanan örneklerdeki varlığını araştırmak için ters transkriptaz polimeraz zincir reaksiyonu (reverse transcriptase polymerase chain reaction, RT-PCR) yöntemi kullanılmıştır. RT-PCR yöntemi ile testlenen badem örneklerinin hiçbirinde PLMVd infeksiyonuna rastlanmamıştır. Testlenen ceviz örnekleri içerisinde Malatya ili Hekimhan ilçesinden alınan örneklerin tamamında (10 örnek, H izolatları) ve Elazığ ili Keban ilçesinden alınan örneklerden sadece birinde (25 örnek, K1 izolatı) PLMVd'nin varlığı tespit edilmiştir. PLMVd-K1 izolatı ve rastgele seçilen H1, H2 ve H3 izolatlarının tüm genomları, bir TA klonlama vektörü olan pGEM-T Easy vektöre aktarılarak klonlanmıştır. Saflaştırılan rekombinant plazmidler, üniversal SP6 ve T7 primerleri ile çift yönlü olarak dizilenmiş ve elde edilen PLMVd dizileri CLC Mainworkbench programında üst üste çakıştırılmış (contig) ve referans dizi baz alınarak manuel olarak düzeltilmiştir. Elde edilen konsensus dizilerine göre; PLMVd-K1 (MW294170), -H1 (MW294171), -H2 (MW294172) ve -H3 (MW294173) izolatlarının 338 bp uzunluğunda oldukları tespit edilmiştir. RNA katlanma analizlerinde, tespit edilen dört PLMVd-ceviz izolatının da referans PLMVd izolatının (M83545) oluşturduğu gibi dallanmış küre şekilinde ikincil yapı oluşturdukları görülmüştür. Cevizlerde tespit edilen PLMVd izolatlarının dünyanın farklı coğrafi bölgelerinde tespit edilen 20 farklı PLMVd izolatının nükleotid dizileri ile %96.7-99.1 arasında benzerlik gösterdiği belirlenmiştir. Malatya-Hekimhan ve Elazığ illeri ceviz üretim alanlarında PLMVd infeksiyonlarının varlığı ilk defa bu çalışma ile ortaya konmuştur.
  • Öğe
    Avcı böcek, nesidiocoris tenuis reuter (Hemiptera: Miridae)'e bazı pestisitlerin tarla koşullarında yan etkilerinin araştırılması
    (MTÖ Üniversitesi, 2019) Kaya, Hüseyin Yiğit; Keçeci, Üyesi Mehmet
    Birçok faydalı böcekte olduğu gibi avcı böcek, Nesidiocoris tenuis'e pestisitlerin yan etkileri, büyük oranda laboratuvar denemeleri ile belirlenmektedir. Ancak laboratuvar denemeleri ile tarla koşullarında yapılan denemelerin sonuçları birbiri ile her zaman paralellik göstermemektedir. Bu nedenle yan etki denemelerinin tarla koşullarında yapılması önemlidir. Bu çalışmada örtüaltı domates yetiştiriciliğinde biyolojik mücadele uygulamalarında kullanılan avcı böcek N. tenuis'e spinetoram, chlorantraniliprole+abamectin, chlorantraniliprole+thiamethoxam, emamectin benzoate ve dimethoate (standart toksik) etken maddeli 5 farklı pestisitin yan etkileri kontakt toksite testleri ile araştırılmıştır. Pestisit uygulamaları yapıldıktan sonra 1, 4, 7, 14, 21 ve 28. günlerde avcı böcek sayımları yapılmıştır. Kontakt etki denemesinde spinetoram, %32.27, ortalama ölüm oranı ile zararsız veya az zararlı (N) olarak sınıflandırılmıştır. Chlorantraniliprole+abamectin %57.84 ölüm oranı ile orta derecede zararlı (M) olarak sınıflandırılmıştır. Chlorantraniliprole+thiamethoxam ise etkisini 7. günden itibaren hızlı bir şekilde arttırmış ve bu günden itibaren ortalama %55.21 ölüm oranı ile orta derecede zararlı (M) olarak belirlenmiştir. Emamectin benzoate ve dimethoate ise %79.06 ve 97.15 ölüm oranları ile zararlı (T) sınıfında yer almıştır. Rezidüyel etki denemesinde ise, orta derecede zararlı ve zararlı sınıfında yer alan 3 farklı pestisitin 7 ve 14 günlük kalıntılarının N. tenuis üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Yirmi sekiz gün sonunda, chlorantraniliprole+abamectin'in 14 günlük kalıntısında herhangi bir olumsuz etki görülmezken, 7 günlük kalıntıda %37.50 ölüm görülmüştür ve her iki kalıntı süresi de zararsız veya az zararlı (N) olarak sınıflandırılmıştır. Chlorantraniliprole+thiamethoxam'ın hem 7 hemde 14 günlük kalıntısı %100 etki ile zararlı (T) sınıfında yer almıştır. Emamectin benzoate'da ise 7 günlük kalıntıda ölüm oranı %31.3 iken 14 günlük kalıntıda ise bu oran beklenenin aksine daha yüksek olmuş ve %75.0 ölüm oranı ile zararlı (T) sınıfında yer almıştır.
  • Öğe
    Diyarbakır ili domates üretim alanlarındaki bazı virüslerin moleküler yöntemler ile araştırılması ve virüs izolatlarının moleküler karakterizasyonu
    (MTÖ Üniversitesi, 2019) Yılmaz, Feyzullah; Sipahioğlu, Hikmet Murat
    Diyarbakır ili domates üretim alanlarında Domates sarı yaprak kıvırcıklık virüsü (Tomato yellow leaf curl virus, TYLCV), Patates Y virüsü (Potato virus Y, PVY), Domates mozaik virüsü (Tomato mosaic virus, ToMV), Domates lekeli solgunluk virüsü (Tomato spotted wilt virus, TSWV) ve Domates halkalı leke virüsü (Tomato ringspot virus, ToRSV)'nün belirlenmesi amacıyla 2018 yılında sürvey çalışmaları yürütülmüştür. TYLCV'nin varlığını araştırmak için PCR yöntemi, PVY ve ToMV'nin varlığını araştırmak için Multipleks RT-PCR yöntemi, TSWV ve ToRSV'nin varlığını araştırmak için ise RT-PCR yöntemi kullanılmıştır. Domates üretim alanlarında virüs belirtisi gösteren ve göstermeyen toplam 278 adet yaprak örneği rastgele toplanmıştır. Moleküler yöntemler ile testlenen örneklerin 56 (%20.1)'sının virüs ile enfekteli olduğu tespit edilmiştir. Testlenen örneklerin 41'inin ToMV (%14.7), 21'nin PVY (%7.6) ve 6'sının ise ToMV+PVY (%2.2) ile bulaşık olduğu saptanmıştır. Çalışma kapsamında yürütülen moleküler testler sonucunda domates örneklerinde TYLCV, TSWV ve ToRSV enfeksiyonları tespit edilmemiştir. Diyarbakır ili domates üretim alanlarında tespit edilen PVY ve ToMV izolatlarından 4'er tanesi rastgele seçilerek kılıf protein genleri karakterize edilmiş ve Gen bankası kayıtları yapılmıştır. ToMV izolatları dünyadaki diğer izolatlar ile nükleotit düzeyinde %99-100 arasında benzerlik gösterirken, PVY izolatları %88-99 arasında değişen oranda benzerlik göstermiştir. Yürütülen bu çalışma ile ToMV ve PVY Diyarbakır ili domates üretim alanlarında ilk defa rapor edilmiştir.
  • Öğe
    Diyarbakır ili domates üretim alanlarındaki fitoplazma hastalıklarının moleküler yöntemler ile araştırılması
    (MTÖ Üniversitesi, 2020) Yılmaz, Songül Araz; Sipahioğlu, Hikmet Murat
    Diyarbakır ili domates üretim alanlarındaki fitoplazma hastalıklarının belirlenmesi amacıyla 2018 yılında sürvey çalışmaları yürütülmüş ve fitoplazma belirtisi gösteren ve göstermeyen toplam 278 adet yaprak örneği rastgele toplanmıştır. Toplanan örneklerde fitoplazma varlığı, R16mF2/R16mR1 ve R16F2n/R16R2 üniversal primerlerin kullanıldığı Nested qPCR yöntemi kullanılarak araştırılmıştır. Nested qPCR yöntemi ile testlenen örneklerin 7 (%2.5)'sinin fitoplazma etmeni ile enfekteli olduğu tespit edilmiştir. Fitoplazma örneklerine ait 1.250 bp'lik amplifikasyon ürünü 16S rDNA dizilerinin BLAST ve sanal RFLP analizleri sonucunda 7 domates örneğinin 1'i 'Candidatus Phytoplasma solani' (16Sr group XII, subgroup A) ile 6'sının ise 'Candidatus Phytoplasma trifolii' (16Sr group VI, subgroup A) ile enfekteli olduğu tespit edilmiştir. Fitoplazma izolatlarının 16Sr DNA dizilerine yapılan çoklu dizi karşılaştırmasında Diyarbakır izolatlarının dünyadaki diğer fitoplazma izolatları ile %99-100 arasında benzerlik gösterdiği tespit edilmiştir. Yürütülen bu çalışma ile 'Ca. P. solani' ile 'Ca. P. trifolii' Diyarbakır ili domates üretim alanlarında ilk defa rapor edilmiştir.
  • Öğe
    Malatya bölgesi önemli biber ekiliş alanlarında görülen virüs hastalıklarının belirlenmesi ve moleküler olarak tanılanması
    (MTÖ Üniversitesi, 2019) Uğur, Tahir; Oksal, Üyesi Hatice Diğdem
    Malatya ili Battalgazi ve Arapgir ilçelerinde yetiştirilen biber alanlarındaki Patates X virüsü (Potato virus X, PVX), Patates Y virüsü (Potato virus Y, PVY) ve Biber ılımlı benek virüs (Pepper mild mottle virus, PMMV)'lerinin saptanması ve moleküler teşhislerinin yapılması amacıyla 2016 ve 2017 yılllarında survey çalışmaları yürütülmüştür. Arazi çalışmalarında biberlerde virüs simptomlarına benzer kloroz, yaprak deformasyonu ve beneklenme gibi belirtiler gösteren ve göstermeyen toplam 140 biber örneğine internal kontrol primerleri kullanılarak RT-PCR testi uygulanmıştır. Yürütülen moleküler test çalışmaları sonucunda toplanan biber örneklerinde herhangi bir virüse rastlanılmamıştır. Çalışma kapsamında virüslerin moleküler yöntemler ile araştırılmasında pozitif kontrol olarak kullanılan iki PVY izolatının (PVY-1 ve 2) moleküler karakterizasyonu gerçekleştirilmiştir. Bu izolatların genomunda sırası ile PVY-1 için 359 bp, PVY-2 için ise 398 bp uzunluğundaki nükleotid dizileri tespit edilmiştir. DNA baz dizileri ile amino asit dizileri belirlenen PVY izolatlarınınMK833915 ve MK833916 erişim numaraları ile Gen Bankasına kayıtları yapılmıştır. Gen Bankasında yürütülen nükleotid dizisi karşılaştırma çalışmalarında PVY-1 ve PVY-2 izolatlarının en çok PVYNTN ırkı ile benzerlik gösterdiği tespit edilmiştir. Bilgisayar programı yardımı ile gerçekleştirilen filogenetik analiz çalışmaları sonucunda PVY-1 ve PVY-2 izolatlarının dünyadaki diğer izolatlar ile sırası ile %94 ve %95 oranında benzerlik gösterdiği tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Kayısıda neoscytalidium dimidiatum (Penz.) crous & slippers 'a karşı invitro kimyasal mücadele olanaklarının araştırılması
    (MTÖ Üniversitesi, 2020) Sür, Aysun Eraslan; Oksal, Erçin
    Türkiye kayısı yetiştiriciliği ve üretimi bakımından dünyada ilk sırada bulunmaktadır. Türkiye'nin kayısı üretiminin yarısından fazlası ise Malatya ilinden karşılanmaktadır. Ancak kayısı üretimini olumsuz yönde etkileyen don, dolu gibi iklimsel etmenlerin yanı sıra birçok zararlı ve hastalık da bulunmaktadır. Özellikle son yıllarda kayısı alanlarında görülen kısmi dal kurumaları ve ani kurumalar giderek artmıştır. Çalışmada Malatya ili kayısı bahçelerinde kısmi dal kurumaları ve ani kurumalara sebep olan fungal etmenlerden biri olan Neoscytalidium sp.'nin kimyasal mücadele olanaklarının invitro çalışmalarla saptanması amaçlanmıştır. Bu amaçla Malatya ilinde kayısı bahçelerinden alınarak morfolojik ve moleküler teşhisi yapılmış olan Neoscytalidium sp.'nin Kale 4-C izolatı kullanılmıştır. Neoscytalidium dimidiatum Kale 4-C izolatının Azoxystrobin 250g/l, Trifloxystrobin %50, Tebuconazole %25, Floupyram 200 g/l+Tebuconazole 200 g/l, Cyprodinil+fludioxonil %37,5+25, %70 Thiophanate-Methyl ve 400 g/l Fosforoz Asit etken maddeli fungisitlerin 0 (kontrol), 0.01, 0.03, 0.1, 1, 3, 10, 30 ve 100 ?g/ml dozlarının uygulandığı PDA besi ortamlarındaki miselyal ve konidi gelişimleri incelenmiştir. Yapılan çalışma neticesinde Floupyram 200g/l+Tebuconazole 200g/l ve Cyprodinil+fludioxonil %37,5+25 etken maddeli fungisitlerin ise etmenin miselyal ve konidi gelişmesini iyi derecede engellediği ve ruhsatlı kimyasal mücadelesi olmayan etmene karşı ümitvar olduğunu göstermiştir.
  • Öğe
    Farklı illerdeki tarla sarmaşığı (Convolvulus arvensis) tohumlarının çimlenme biyolojisi, moleküler özellikleri ile farklı sıcaklık ve karbondioksit konsantrasyonlarındaki değişimlerinin araştırılması
    (MTÖ Üniversitesi, 2020) Karaman, Yücel; Tursun, Nihat
    Bu çalışma, tarımsal alanlarda önemli derecede zararlı bir yabancı ot olan tarla sarmaşığı (Convolvulus arvensis L.) tohumlarının çimlenmesini sağlamak için dormansi kırma (sülfürik asit, giberellik asit, hidroklorik asit, mikrodalga, soğuk-sıcak uygulamaları) yöntemleri, çimlenme sıcaklığı, farklı sıcaklık (gece/gündüz 16/26 °C, 19/29 °C ve 22/32 °C) ve karbondioksit (400, 600, 800 ve 1000 ppm) ortamlarında bitki gelişimi ve moleküler benzerliklerini (filogenetik) belirlemek amacıyla 2018 ve 2019 yıllarında Malatya Turgut Özal Üniversitesi Ziraat Fakültesine ait karbondioksit uygulama serası ve laboratuvarlarda yürütülmüştür. Çalışmada ana materyal olan tarla sarmaşığı tohumları, Türkiye'nin 16 ilinden (Adana, Ankara, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Hatay, İzmir, Karaman, Kayseri, Konya, Malatya, Samsun, Şanlıurfa, Tekirdağ ve Uşak) toplanmıştır. Dormansi kırma çalışması için Malatya'dan toplanan tarla sarmaşığı tohumları kullanılmış ve en iyi çimlenme 20 °C ile 27 °C iklim kabinlerinde yapılan çalışmada sülfürik asit 60 dk (%65/20 °C) ve 0 gün 90 °C sıcak su (%87.5/27 °C) uygulamalarından elde edilmiştir. Çimlenme sıcaklığı, farklı sıcaklık ve karbondioksit (CO2) ortamlarında bitki gelişimi ve filogenetik çalışmaları 16 ilden toplanan tohumlar ile gerçekleşmiştir. Çimlenme sıcaklığında en uygun çimlenmenin illere göre değişmekle beraber 10-40 °C arasında olduğu belirlenmiştir. Sera çalışmasında ise karbondioksit değerinin arttırılması tarla sarmaşığının gelişimlerinde (bitki/kök uzunluk, bitki/kök yaş ve kuru ağırlık) değişkenlik göstermiş olup sıcaklık artışının ise tarla sarmaşığı gelişiminde pozitif yönde bir etkisi olduğu saptanmıştır. Filogenetik çalışmalarda Türkiye'deki C. arvensis türünün kendi aralarında yakın fakat dünyadaki C. arvensis türü ile uzak gruplar oluşturduğu belirlenmiştir.
  • Öğe
    Malatya ve Elazığ illerindeki arı virüslerinin RT-PCR yöntemi ile tespiti ve moleküler karakterizasyonlarının yapılması
    (MTÖ Üniversitesi, 2020) Aydın, Songül; Oksal, Üyesi Hatice Diğdem
    Yürütülen bu çalışma ile Malatya ve Elazığ illeri bal arılarında enfeksiyona yol açan Deforme kanat virüsü (Deformed wing virus, DWV), Siyah kraliçe hücre virüsü (Black queen cell virus, BQCV), İsrail akut felç virüsü (Israeli acute bee paralysis virus, IAPV), Akut arı felç virüsü (Acute bee paralysis virus; ABPV), Torba yavru çürüklüğü virüsü (Sacbrood virus, SBV) ve kaşmir arı virüsü (Kashmir bee virus, KBV)'un varlıkları ve yaygınlıkları RT-PCR yöntemi ile araştırılmış, tespit edilen virüs izolatlarının moleküler karakterizasyonları gerçekleştirilmiştir. Malatya ve Elazığ illerindeki farklı arılıklardan toplam 147 adet bal arısı örneği toplanmıştır. Kovana giriş çıkış yaptığı tespit edilen ve potansiyel vektör olabileceği tahmin edilen Thomisidae, Tettigonidae, Mantidae, Lygaeidae, Reduvidae ve Vespidae familyalarından 40 farklı böcek örneği ve 4 adet parazit vektör akar Varroa örneği toplanmıştır. Örneklerde araştırılan tüm virüslerin var olduğu saptanırken, bazı örneklerde karışık enfeksiyonlar tespit edilmiştir. Tespit edilen arı virüsleri arasında Malatya ilinde en yaygın sırasıyla %32 ile DWV, %17,8 ile ABPV, %16 ile BQCV, %5,9 ile SBV, %2,3 ile IAPV, %1,1 ile KBV olmuştur. Elazığ ilinde ise %12,6 DWV, %6,3 ile ABPV ve %1,5 ile BQCV olarak tespit edilmiştir. Bu çalışmada tespit edilen tüm virüslerin varlığı Malatya ve Elazığ illeri için ilk kayıt niteliğindedir.
  • Öğe
    Herbisitlere alternatif olan alevleme ve mekanik mücadele yöntemlerinin ayçiçeğinde yabancı otlar üzerindeki etkisinin araştırılması
    (MTÖ Üniversitesi, 2019) Uyar, Furkan; Tursun, Nihat
    Bu çalışma alevleme ve çapalamanın ayçiçeğinde yabancı otlar üzerinde etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Arazi denemesi İnönü Üniversitesi Ziraat Fakültesi araştırma alanında 2017 yılında kurulmuştur. Deneme konuları, sürekli yabancı otsuz, sürekli yabancı otlu kontrol ile çapalamanın farklı kombinasyonları (sıra arası, sıra üzeri) ve alevlemeyi içermektedir. Deneme Tesadüf Blokları Deneme Desenine göre kurulmuştur. Ayçiçeğinin 2-4 yapraklı olduğu dönemde alevleme uygulaması bir defa yapılmış ve propanın dozu, 60 kg/ha olarak alınmıştır. Çapa uygulaması ise, 2 - 4 yapraklı ve 4-6 yapraklı dönemlerde birer kez, 2 - 4 ve 10 - 12 yapraklı dönem ile 4 - 6 yapraklı ve 10 - 12 yapraklı dönemlerde ise ikişer kez uygulanmıştır. Deneme sonunda, ayçiçeğinde uygulamaların yabancı otlara etkisinin yanında, ayçiçeğinin bin dane ağırlığı, dane verimi, tabla çapı ve bitki boyuna olan etkilerine bakılmıştır. En yüksek ayçiçeği dane verimi sürekli yabancı otsuz kontrol (588 kg/da)' den elde edilirken, bunu iki kez çapa (579 kg/da) uygulaması takip etmiştir. En düşük verim ise (455 kg/da) sürekli yabancı otlu kontrol parselinden sağlanmıştır. En yüksek tabla çapı (18.83 cm) iki kez çapa yapılan parselden sağlanmıştır. Bitki boyunda en yüksek değer (168.43 cm) iki defa çapalamadan elde edilirken, bunu yabancı otsuz kontrol (164.73 cm) uygulaması takip etmiştir. Ayçiçeğinde yabancı ot mücadelesinde alevleme + çapalama uygulamasının alevlemeye göre verimi artırdığını, böylece özellikle organik tarımda kullanılabileceğini önerebiliriz.
  • Öğe
    Malatya ili bağlarında gövde fungal hastalıklarının morfolojik ve moleküler yöntemlerle belirlenmesi
    (MTÖ Üniversitesi, 2019) Çelik, Yusuf; Oksal, Üyesi Erçin
    İklim ve toprak istekleri yönünden çok seçici olamayışı, değerlendirme şekilleri ve çeşit açısından zengin olması nedeniyle Asma (Vitis vinifera) dünyada en yaygın ve en eski kültür bitkilerinden biridir. Bağcılık için dünyanın en elverişli üretim alanlarından biri olan ülkemiz zengin asma gen potansiyeline sahiptir. Bitkisel üretimde önemli bir yere sahip olan bağcılık, günümüzde üretimden pazarlamaya kadar geçen süreç içerisinde bir çok sorunla karşı karşıyadır. Bu sorunlar içerisinde üretimi sınırlandıran fungal hastalıklar önemli yer tutmaktadır. Çalışmada Malatya ili bağ alanlarında kurumalara sebep olan gövde fungal etmenlerinin saptanması amaçlanmıştır. Bu amaçla Malatya ilinde bağcılığın yoğun olduğu Arapgir, Yeşilyurt, Battalgazi ve Darende ilçelerinde vejatasyon peryodu dikkate alınarak iki farklı dönemde örnekleme yapılmış ve hastalık belirtisi görülen bitkilerden numuneler alınmıştır. Çalışmada toplamda 2400 da'lık alanda survey yapılmıştır. Survey sonucu 69 adet enfekteli bitki örnekleri alınmış ve bu bitki örneklerinden 240 adet fungal izolat elde edilmiştir. Fungal izolatların tanısı morfolojik özelliklerine ve moleküler yöntemlere göre yapılmıştır. Moleküler tanılamada ITS, ?-Tubulin, LSU ve TEF-1? primerleri kullanılarak sekans analizleri yapılmıştır. Sekans analizleri sonucu elde edilen dizilerin moleküler tanılamaları NCBI'ın web sayfası ile BLAST analiz programı kullanılarak genbank veri tabanında mevcut olan türlerle benzerlik oranına bakılarak moleküler tanılamaları yapılmıştır. Tanılama çalışmaları sonucunda Botryospharia spp., Phaeomoniella chlamydospora, Fomitiporia mediterranea, Cytospora viticola, Neoscytalidium dimidiatum, Neoscytalidium novaehollandiae, Dothiorella spp., Lasiodiplodia spp. hastalık etmenleri ve birçok saprofit fungus saptanmıştır. Çalışmada Türkiye'de bağlarda ilk kez tespiti yapılan Cytospora viticola ile Neoscytalidium dimidiatum'a ait seçilen birer izolatın patojenite denemeleri yapılmıştır. Teşhisleri yapılan patojenlerden Cytospora viticola bağlarda Amerika kıtasından sonraki ilk tespitidir.
  • Öğe
    Elazığ ve Malatya illerinde, Akdeniz meyvesineği'nin bazı biyo-ekolojik özelliklerinin belirlenmesi
    (MTÖ Üniversitesi, 2019) Buğday, Mehmet; Keçeci, Üyesi Mehmet
    Akdeniz meyvesineği, Ceratitis capitata (Wiedemann) (Diptera: Tephritidae) birçok meyve türünün ana zararlısı konumundadır. Bu çalışma ile 2017- 2018 yıllarında Elazığ ve Malatya illerinde Akdeniz meyvesineği'nin yayılışı, ergin popülasyon değişimleri ile kışı geçirme durumu araştırılmıştır. Elazığ ilinde Merkez ilçe, Baskil ve Sivrice ilçeleri bulaşık bulunurken, Keban ilçesinde zararlı saptanmamıştır. Malatya ilinde ise Battalgazi, Yeşilyurt, Akçadağ, Kale, Yazıhan, ve Pütürge ilçeleri bulaşık olarak bulunurken, Arapgir ilçesinde ise bulunmamıştır. Malatya ili Battalgazi ilçesinde, tuzaklarda ilk ergin bireyler 2017 yılında Ağustos ayı sonunda, 2018 yılında ise haziran sonunda görülmüştür. Tuzaklarda yakalanan en fazla ergin sayısı ise 2017 ve 2018 yıllarında sırasıyla 17 Kasım (365 adet/tuzak) ve 31 Ağustos (804 adet/tuzak) tarihlerinde belirlenmiştir. Elazığ ili merkez ilçesinde 2018 yılında Akdeniz meyvesineği ilk kez 28 Haziranda görülmüş ve 2 Ağustos tarihinde 250 adet/tuzak ile en yüksek yoğunluğa ulaşmıştır. Baskil ilçesinde ise zararlı ilk olarak 5 Temmuz tarihinde görülürken, tuzakta yakalanan en yüksek ergin sayısı 486 adet/tuzak (13 Eylül) olmuştur. Akdeniz meyvesineği'nin, 2017 yılında armut ve şeftali meyvelerinde, 2018 yılında ise armut, elma, ayva, nar, şeftali, hünnap ve trabzon hurması meyvelerinde varlığı tespit edilmiştir. Akdeniz meyvesineği'nin örnekleme yapılan meyve türlerinde %0.0 - %53.3 oranında zarar verdiği tespit edilmiştir. Bununla birlikte yürütülen çalışmalarda Elazığ ve Malatya illerinde arazi şartlarında zararlının kışı geçiremediği tespit edilmiştir.