Diğer Yayınlar Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 293
  • Öğe
    ORTAÇAĞ'DA KADIN
    (Malatya Turgut Ozal University, 2023) Polat, Nasibe
    Bu sözlerle 13. yüzyılın isimsiz bir şairi, en azından toplum açısından kadının tüm görevi olarak gördüğü şeyi açıkça ortaya koyuyor. O uygarlaştıran, düzelten, görgü öğretmeni olacaktı ve şair, onun misyonunu iyi bir şekilde ifa ettiğini ima ediyor. Gerçekten de Ortaçağ kadını, esas olarak önümüze bu sıfatlarla gelmekte ve Anglo-Sakson şairleri , “Anlaşmazlıkları Düzenleyen”, “Toplumun Barışçıl Bağları” ya da “Barışın Dokumacıları” gibi lakapları onlara takmayı severlerdi.
  • Öğe
    II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİNDE OSMANLI DENİZCİLİĞİ VE OSMANLI DONANMASININ FAALİYETLERİ
    (Malatya Turgut Özal Üniversitesi, 2022) Akar, Kamil
    Osmanlı Devleti kurulduğu günden itibaren doğal olarak denizle içli dışlı olmuş ve dünyadaki donanma faaliyetleri yakinen takip etmiştir. Bu takip süreci her zaman donanma konusunda öncü kuvvet olmasını sağlamadığı gibi, genelde Avrupa’da yaşanan teknolojik değişimleri takip etmekten ibaret olmuştur. Osmanlı Devleti, Avrupa’da yaşanan bu teknolojik gelişmeleri diğer dünya devletleri gibi ilgi ile takip etmiş ve bu yarışta yer almaya çalışmıştır. Hatta donanmanın Avrupa devletlerinin donanmalarına göre ıslah edilmesi fikri XVIII. yüzyılda vücut bulmuş ve XIX. yüzyılda da devam etmiştir. XVIII. yüzyılın başı ile Avrupa’nın teknik üstünlüğü kabul edilmiş ve III. Selim ile birlikte seri ıslahat hareketleri başlamıştı. Osmanlı devleti donanması söz konusu olduğunda II. Abdülhamid devri ve özellikle onun saltanatının ikinci yarısı Osmanlı Devleti için çok kritik bir dönüm noktasıdır. Sultan II. Abdülhamid halefi Sultan Abdülaziz’den nicelik olarak çok büyük bir donanma teslim almış olmasına rağmen bu envanterin nitelik açısından bir ehemmiyeti yoktu. Bu bağlamda Sultan II. Abdülhamid öncelik olarak donanmadaki gemi sayısının verimli hale getirilmesi ve etkin bir biçimde kullanılmasına önem gösterdi. Bu uygulamayı da genellikle Avrupa devletlerinde donanmada görev almış, teknik bilgi birikimi yüksek uzmanlarla hayata geçirmeye çalışmıştır. Bu çalışmada Sultan II. Abdülhamid tahta çıktığında var olan donanmanın durumu, bu envanterin kullanım şekli ve yabancı uzmanların donanma ve modernleşme üzerine etkilerini inceleyeceğiz.
  • Öğe
    HUKUK TÜRKÇESİ ÜZERİNE BİR ÖRNEKLEM: YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU’NDAKİ DİL YANLIŞLARI VE BUNLAR İÇİN DÜZELTME ÖNERİLERİ
    (Malatya Turgut Ozal University, 2023) Alkayış, Muhammet Fatih
    Kanun, yönetmelik, yönerge gibi metinlerin yazımında Türkçenin doğru kullanılması ve kurulan ifadelerin herkeste aynı anlamı uyandırması gerekmektedir. Bu tür belgelerde herhangi bir ifadeden farklı anlamlar çıkarılabilmesi, kişiler veya kurumlar için ağır sonuçlara yol açabilmektedir. Türkçede sağlam cümle kurabilmenin yolu yazım, noktalama ve ifade bakımlarından hata yapmamaktan geçer. Yazım kuralları, noktalama işaretleri ve Türkçenin cümle kuruluşu konuları ihmale gelmeyecek kadar önemlidir. Bunların bilinip uygulanması ifadelerdeki karışıklıkları ortadan kaldırır, verilmek istenen düşüncenin doğru anlaşılmasını sağlar. Aşağıda, Göç İdaresi’ne ait “Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu” adlı metni dil bakımından inceledik. Bu metindeki hatalı ifadeler ile bunlar için geliştirdiğimiz düzeltme önerilerini tablo hâlinde yan yana sıraladık. Kimi hatasız ifadeler için ise bazı teknik dokunuşlar, düzenlemeler yaparak bunların anlaşılırlık düzeylerini artırmaya çalıştık. Bu tür çalışmalar, bir Türk dilcisi olarak benim çalışma alanıma girmektedir. Kanun metinleri, kurumlarımızın ve ülkemizin tanıtım yüzüdür. Bu metinlerin sağlam bir dille yazılması, bunlar için geliştirilen düzeltme önerilerinin yerine getirilmesi hem birimlerimize hem de ülkemize yüksek değer kazandıracaktır.
  • Öğe
    TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI'NIN MAZLUM MİLLETLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
    (Malatya Turgut Ozal University, 2023) Baysal, Uğur
    XX. yüzyılda yeryüzü nüfusunun büyük çoğunluğunun kabaca dörtte üçü Doğu’da yaşamaktaydı. XVI. yüzyıldan beri sömürge yarışı içerisinde olan Batılı devletler, bu yüzyılda Doğu’nun tamamını sömürgeleştirdikten sonra Doğu ile Batı’nın kesiştiği noktada bulunan, I. Dünya Savaşı’ndan yenilgiyle ayrılan ve daha önce çeşitli gizli antlaşmalarla paylaşılan Osmanlı Devleti’nin topraklarını da işgal ettiler. Bu işgallerle beraber Batı ve Doğu, tam olarak ikiye ayrılırken, emperyalist düzenin hâkimiyeti pekişmekteydi. İtilaf Devletleri başka bir deyişle Batılı Devletler I. Dünya Savaşı’ndan sonra bağımsız yaşama hakkını Türk Milleti’nden esirgemiştir. Dolayısıyla Türkler ve Mazlum Milletler aynı yazgıyı ve kaderi paylaşmıştır. Tarihsel kırılmanın yaşandığı ve Doğu ile Batı’nın kavşağındaki Anadolu’da, Mustafa Kemal Paşa liderliğindeki Türk Kurtuluş Savaşı bütün Mazlum Milletlerin umudu olmuştur. Anadolu’daki Emperyalist devletlere karşı mücadele sadece Türk Milleti’nin değil, aynı zamanda bütün Mazlum Milletlerin geleceğini belirleyecekti. Kurtuluş Savaşı süresince ulusal ve uluslararası bütün aktörlerden faydalanılmaya çalışılmıştır. Örneğin Batı emperyalizmle ideolojik savaş hâlinde olan Sovyet Rusya ile en geniş anlamda işbirliği ve ittifak yapılmıştır. Anadolu Hükümeti ile Türk Dünyası arasındaki yakın işbirliği ve dayanışma başka bir yardımlaşmanın örneği olmuştur. Yine Irak, Suriye ve Arap ülkeleriyle ilişkilerin gelişmesi ve birliktelik halinde olunması emperyalist cepheye karşı mesaj taşımıştır. Kurtuluş Savaşı tüm imkânsızlıklarına karşın bu mücadeleyi yürütmeye kararlı olan Mustafa Kemal Paşa, Mazlum Milletlere imkân ve olanaklar ölçüsünde yardım etmiştir. Diğer taraftan onların da Anadolu Hükümeti’ne destek ve katkıları az olmamıştır. Bu süreçte Mazlum Milletler kendi bağımsızlık davalarını Türk Kurtuluş Savaşı ile ilişkilendirdi. Kurtuluş Savaşı üçüncü dünya ülkesi olarak adlandırılan Mazlum Milletlere ilham ve esin kaynağı oldu. Söz konusu çalışma, bahsedilen bu mücadele boyutunun etkilerini ele almaktadır.
  • Öğe
    The Dream of a Mormon Colony in the Near East
    (Malatya Turgut Ozal University, 2023) Öney, Celal
    The two areas most neglected in the writing of Mormon history are the modern and the non-American experience of the Church; this essay enters both of these realms in tracing the efforts to establish a colony for Mormon converts in the Near East. Rao Lindsay, Assistant Professor in the College of Education at the University of Maryland, gained personal interest in his subject as one of the last L. D. S. missionaries in Palestine: he returned to do a thesis at Brigham Young University on missionary activities in the Near East, and his doctoral dissertation at the University of Michigan, “Nıneteenth Century Amerıcan Schools In The Levant — A Study Of Purposes, was published in 1965.
  • Öğe
    HZ. MEVLÂNÂ’NIN ESERLERİNDE ANADOLU KÜLTÜRÜ: GÜNLÜK YAŞAMDAN İZLER
    (Malatya Turgut Ozal University, 2023) Cengiz, Samet
    Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî yaşadığı dönemden bugüne kadar uzanan süreçte her zaman gündem olmuş, ilgi çekmiş ve fikirleri ile insanları aydınlatmış toplumun mimarlarından biridir. Onun yaşadığı dönemde ortaya koymuş olduğu faaliyetleri ve kaleme aldığı eserleri yüzlerce yıl boyunca insanların dikkat ve merak duygularını etkilemiş, onun fikirlerinden hareketle birçok çalışma ortaya konulmuş ve kendisi ile alakalı birçok değerlendirme yapılmıştır. Yaşadığı döneme dini, tasavvufi, ilmi açıdan damga vuran Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Kur’an ve sünneti ön planda tutarak devrinin yaşayan en önemli insanlarından biri olmuştur. Döneme o kadar etki yapmıştır ki asırlar boyunca konuşulmuş ve günümüz dünyasında bile yaşantısı ve eserleriyle halen konuşulmakta olup üzerine çalışmalar yapılmıştır. Dini açıdan eserler kaleme almış ve bu eserlerinde çok anlamlı ve ders verici nitelikte çalışmalar ortaya koyan Mevlânâ ile ilgili günümüz de birçok çalışma yapılmış olup çalışmanın ana temasını dini bilgilerin yanı sıra Anadolu kültürü, hayat tarzı, adet ve gelenekler ile ilgili bilgiler oluşturmaktadır.
  • Öğe
    DEMOKRAT PARTİ İKTİDARI DÖNEMİNDE İKTİDAR-MUHALEFET CEPHELEŞMESİ VE BU CEPHELEŞMENİN KIRSAL KESİME YANSIMASINDA SÖZLÜ TARİH ÖRNEĞİ
    (Malatya Turgut Ozal University, 2023) Tunç, Turan
    Türk siyasi hayatında ilk cepheleşme Osmanlı Devleti’nin son yıllarında İttihat ve Terakki Cemiyeti ile Hürriyet ve İtilaf Fırkası arasında başlamıştır. Bu cepheleşme, ülke bütünlüğü açısından bakıldığında, olumsuz sonuçlara neden olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra da siyasi alanda cepheleşmeler devam etmiştir. Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) ile Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TCF) arasındaki ilk cepheleşme kısa sürmüş, Şeyh Sait ayaklanmasının bastırılmasından sonra TCF kapatılmıştır. Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın (SCF) kurulması ile bir başka cepheleşme devam etmiştir. 1930 yerel seçim öncesindeki olaylar henüz demokratik bir ortamın yerleşmediğini göstermiş, diğer nedenlerin de etkisiyle SCF kendisini feshetmiştir. II Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra Türkiye’nin siyasi vaziyeti, iç ve dış etkenler göz önüne alındığında, yeniden çok partili sisteme geçmesini gerektirmiştir. Demokrat Parti (DP) öncelikle yönetim kadrosu, halka yakınlığı ve uygulanabilir programı ile diğer muhalefet partileri geride bırakarak öne çıkmıştır. 1950 genel seçimleri ile iktidara gelen DP, Türk siyasetine yeni bir anlayış getirmiştir. DP’nin her alandaki farklı uygulamaları, ana muhalefet CHP’nin görüş ve anlayışı ile uyuşmadığından dolayı, bu iki parti arasında cepheleşme kaçınılmaz duruma gelmiştir. DP ile CHP arasındaki cepheleşme siyasi hayattan başka, öncelikle basına ve kırsal kesime de sıçramıştır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de siyasi partiler arası cepheleşmelerin ülkemizde yarattığı olumsuz yönleri ortaya çıkarmaktır.
  • Öğe
    Roma-Sasani Mücadelesinde Yukarı Dicle Havzası'nın Tarihi Coğrafyası
    (Malatya Turgut Özal Üniversitesi, 2022) Sütcü, Mehmet Sait
    The Roman-Persian relations have been focused of attention by many scholars and analyzed with its political and diplomatic dimensions until today. However, the historical geography of the struggle and socio-cultural effects of the battles has not yet been studied thoroughly. This great struggle is a war series which lasted from the third century to the middle of seventh century and it covered the Caucasus in the north and the Arabian Peninsula in the south. But we could say that the main center of wars was Upper Tigris Basin absolutely. In this thesis, Rome and Sasanian wars have been studied in general lines and reinterpreted with the first chapter. Historical geography of the region and cities and forts of Upper Tigris Basin has been examined in the second chapter. Finally, an introduction has been made to socio-cultural conditions of Upper Tigris Basin which include the issues such as demography, city life and deportations in the last chapter.
  • Öğe
    TÜRKLERDE MİLLİ KİMLİK ARAYIŞI
    (Malatya Turgut Özal Üniversitesi, 2022) Evrensel, Özcan
    Makalede, Osmanlı'nın nihai çöküşüyle geriye kalan topraklarda bir bütünlük sağlamak için ortaya atılan Anadoluculuk ve Pantürkizm (Türkçülük) gibi fikirler üzerinde durulmuştur. Başlangıçta özellikle geriye kalan Anadolu topraklarını merkeze alarak ortaya konulan ve daha çok toprağa dayalı yeni tür kimlik inşa edinme sürecini temsil eden Anadoluculuk fikrinin, niçin ve hangi amaçla tezahür ettiği açıklanmaya çalışılmıştır. Daha sonra hem sınırdaki hem de sınır dışındaki Türkleri birleştirme amacını güden Pantürkizm fikrine ve buna bağlı olarak doğan Türk Ocakları'nın işlevine odaklanılmıştır. Esasen bu iki fikrin inkişaf etmesinin temel nedeni, Osmanlı'nın ardından kalan bakiyede yeni bir Türk kimliği inşa ederek toprakların elde tutulması veya daha fazla kaybedilmemesidir. Ayrıca makalede dönemin genel bir panoraması da gözler önüne serilmiştir.
  • Öğe
    Kronik Hastalığı Olan Çocuğa Sahip Ebeveynlerin Bakım Verme Yükü
    (İnönü Üniversitesi, 2015) Alahan, Nesrin Ağkaya; Aylaz, Rukuye; Yetiş, Gülsüm
    Bu araştırma, kronik hastalığı olan çocuğa sahip ebeveynlerin bakım verme yükü ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapıldı. Araştırmanın evrenini Turgut Özal Tıp Merkezi 15 Kasım 2013- 2 Ocak 2014 tarihleri arasında pediatri servisinde kronik hastalık tanısı ile yatan çocuğa sahip 500 ebeveyn; araştırmanın örneklemini ise evreni bilinen örneklem hesaplamasına göre minimal örneklem büyüklüğü olan 220 ebeveyn oluşturdu. Veri toplama aracı olarak Ebeveyn Bilgi Formu ve Bakım Verme Yükü Ölçeği kullanıldı Verilerin değerlendirilmesi; sayı, ortalama, yüzdelik dağılımlar, t testi, Kruskal-Wallis testleri ile yapıldı. Bakım veren bireylerin %55.9’unun 32-49 yaş grubunda, %82.7’sinin kadın, %92.7’sinin evli, %33.6’sının ortaokul mezunu, %65.9’unun çekirdek ailede yaşadığı, %71.4’ünün ekonomik durumunun kötü olduğu bulundu. Bakım verenlerin %48.6’ sının aile içindeki rol ve sorumluluklarının etkilendiği, %29.1’nin sağlık giderlerini karşılamada güçlük yaşadığı tespit edildi. Bakım verme süresi arttıkça bakım verme yükü puan ortalamasının arttığı gözlendi. Bu araştırmada bakım verme yükü ölçeği puan ortalaması 30.58±13.09 olarak tespit edildi. Sonuç olarak; araştırmada sağlık giderlerini karşılamada güçlük yaşayanların, yaşı büyük olanların, eğitim durumu düşük olanların ve bakım hakkında bilgi sahibi olmayanların bakım yükü puan ortalamaları yüksek bulundu. Hemşirelerin ebeveynlerin gereksinimleri doğrultusunda bilgilendirmeleri, ebeveynlere profesyonel destek sağlamaları ve kendi bakımlarına yönelik düzenli olarak eğitim ve danışmanlık yapmaları önerilebilir
  • Öğe
    ZÜBDETÜ’T-TEVÂRÎH’E GÖRE TİMURLU-MEMLÛK MÜCADELESİ
    (Malatya Turgut Özal Üniversitesi, 2022) Erten, Kenan; Çıplak, Esra
    Timurlular tarihinin Farsça kaynaklarından olan Zübdetü’t-tevârîh, Hâfız Ebrû (ö.1430) tarafından yazılmıştır. Timur döneminde, askeri ve siyasi politikalara yer verdiği eserinde Timur’un genişleme hamleleri anlatılmıştır. Kendisini Cengiz İmparatorluğunun doğal mirasçısı olarak gören Timur, Anadolu sınırlarına ulaştığında Erzincan Emirliği, Karamanoğulları, Dulkadıroğulları, Karakoyunlular ve Kadı Burhaneddin Devleti’nden kendisine itaat etmelerini istemiş Memlûk Devleti’ne de kalabalık bir elçilik heyeti göndermiştir. Memlûklerle ilk karşılaşmaları Berkûk döneminde başlamış ve onun 1400 yılı yazında Sivas, Malatya, Behisni, Ayntab’ı alarak güneye doğru ilerlemesi aynı yılın kışında Dımaşk önünde Memlûk Sultanı Ferec b. Berkûk’u mağlup etmesiyle bu münasebet son bulmuştur. Bu makalede Timur ile Memlûk sultanları Berkûk ve Ferec arasındaki diplomatik ve askeri münasebetler Zübdetü’t-tevârîh çerçevesinde incelenmiştir. Buna göre eserin ikinci cildinde ilgili kısımların çevirisi yapılarak siyasi ve askeri bilgilerin yanında coğrafî ve mimari bulgular da dikkat çekmiştir.
  • Öğe
    Ermenilerin Gözünden Baştan Sona Haçlı Seferleri
    (Malatya Turgut Özal Üniversitesi, 2022) Evrensel, Özcan
    Makalede, Ermenilerin başlangıçtan beri Haçlı Seferlerini nasıl gördükleri ve bu durumu kendi dünyalarına nasıl dahil ettikleri üzerinde odaklanmaktadır. Bu da dönem kaynakları çerçevesinde işlenmiştir. Nitekim Haçlıların Ortadoğu’ya gelmesi diğer milletlerde olduğu gibi Ermeniler üzerinde de etkili olmuş dünya algılarını değiştirmiştir. Özellikle Haçlılar ile iç içe olan Ermeniler onları, bir kurtarıcı olarak görmüşlerdir. Bu durumun oluşmasında Ermeni geleneğinde yer alan kehanetler de etkili olmuştur. Zirâ Ermeni müellifler, yazdıkları eserlerde ve kolofonlarda bu kehanetler üzerinde durmuşlardır. Özellikle IV. asırda yaşayan Ners?s Šnorhali’nin Haçlıların gelişi hakkındaki kehaneti dikkat çekmiş ve Urfalı Mateos, Vardan, Siunikli Step’annos’, Kirakos gibi önemli Ermeni müellifleri, kehanetin gerçekleştiğini belirtmiştir. Dahası Haçlılar ile Ermeniler arasındaki münasebet, V. asırda karşılaşıp anlaşma yapan İmparator Büyük Konstantin–Papa Silvestre ile Ermenistan Kralı Trdat–Aydınlatıcı Gregory münasebeti üzerine inşa edilmiş ve bu dostluk Ermeni müellifler tarafından dönem şartlarına uyarlanmıştır. Dolayısıyla Ermeni dünyasındaki Haçlı figürü; kafirlere karşı kendilerini kurtaracak olan yiğit ırkı oluşturuyordu. İşte bu makale hem Ermenilerin, Haçlı Seferlerine karşı gelişen algıları ve gelenekleri hakkında bilgi vermesi hem de Ermeni kaynaklarını kritik ederek ele alması açısından önemlidir.
  • Öğe
    INVESTIGATION OF THE EFFECTS OF ATTITUDE AND MOTIVATION ON ACADEMIC SUCCESS WITH STRUCTURAL EQUALITY MODELING
    (Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi: BİLSAM, 2022) Aksoğan, Mustafa; Özdemir, Oğuzhan
    The aim of this study is to determine the effect of high school students’ attitudes and motivations towards mathematics course on their academic achievement. For this purpose, 250 students studying at different grade levels in three different high schools operating in the province of Malatya were reached. As data collection tools, the attitude scale consisting of 22 items (Onal, 2013) and the motivation scale consisting of 12 items (Kesici, 2018) were used. For the academic achievement scores of the students, the report cards in the spring semester of the 2018-2019 academic year were used. The data were analyzed by statistical programs. Path analysis, one of the types of structural equation modeling, was used to test the model developed within the scope of the relevant literature. With the model used, the effects of students’ attitudes and motivations towards the mathematics lesson on their academic success in the mathematics lesson were examined. According to the research results; It was determined that attitudes and motivations towards mathematics course have a positive and strong effect on academic achievement. Accordingly, the increase in attitude and motivation increases academic achievement, while the decrease in attitude and motivation causes academic success to decrease.
  • Öğe
    Renewable and Non-Renewable Energy for the USA Consumption Stationarity Test for the USA: Evidence from Fourier Tests
    (Politik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi, 2021) Fendoğlu, Eda
    Energy is a driving force for economic activity and industrial development. Researching the stationarity of renewable and non-renewable energy consumption together has become an important research branch in energy economics. There are not many studies in the literature investigating whether shocks to renewable and non- renewable energy consumption have temporary or permanent effects. In this context, in this study, it is desired to test the stationarity of renewable (Nuclear electricity, Hydroelectric power consumption, Geothermal Energy and Biomass Energy) and non-renewable (Coal, Natural Gas, Oil) energy consumption for the USA. For this purpose, Fourier-based unit root tests, which were brought to the literature by Christopoulos and Leon-Ledesma (2010), were used. Annual data on renewable and non-renewable energy consumption covering the period 1960-2020 were obtained from the official database of the US Energy Information Administration (EIA). According to the results obtained, it has been found that both renewable and non-renewable energy consumption of the USA is not stationary. For the test, which only takes into account the nonlinearity, it is seen that the oil consumption is stationary at the %10 level.
  • Öğe
    SELÇUKLU ATABEGLERİNİN MUSUL MERKEZLİ OLARAK URFA’YI ELE GEÇİRME ÇABALARI VE HAÇLI KONTLUĞUNUN YIKILMASI
    (Malatya Turgut Ozal University, 2023) Çetin, Altan
    I.Haçlı Seferleri sonrası kurulan Urfa Haçlı Kontluğu el-Cezire bölgesi özelinde Irak ve Suriye için büyük bir tehdit oluşturmaktaydı. Büyük Selçuklu Devleti bu devrede iç karışıklıklar içinde olmakla birlikte Berkyaruk ve Muhammed Tapar gibi sultanlar Musul merkezli olarak Urfa’ya yönelik Haçlılarla mücadele talimatları vermişlerdir. Bu bağlamda Urfa sürekli bir şekilde baskı altına alınmıştır. 1098’de Emir Kürboğa ile başlayan karşı saldırı 1144’te şehrin İmadeddin Zengi tarafından alınmasına kadar devam etmiştir. Burada dikkat çekilen hususlardan biri İbnu’l-Esir’in Urfa Haçlılarının bölgede oluşturduğu Irak-Suriye ve Anadolu bağlantısını tehdit eden varlıklarının tespitidir. Bu tehdide karşı Musul merkezli olarak Selçuklu atabegleri başta olmak üzere, Artuklular gibi bölge güçleri mücadelede ön saflarda yer almışlardır. Urfa’nın kaybedilmesi, Haçlıların sahil bölgesine sıkışıp kalmalarıyla İmadeddin Zengî’nin zaferi, Haçlılara karşı Müslüman toparlanmasının ilk önemli adımıdır. Nihayetinde İmadeddin Zengî’nin Urfa’yı fethi ve buradaki kontluğa son vermesi II. Haçlı Seferi’nin de teşkiline sebep olacaktır. İbnu’l-Esir’in işaret ettiği Haçlı tehdidine karşı Anadolu, Irak, Suriye ve el-Cezire hattının ortasında yanan bir ateş olarak görülen bu felaketin bölgeye yayılması yaklaşık elli yıllık bir çaba sonucunda önlenmiştir. Atabeyler ve onların vasıtasıyla Selçuklu Devleti’nin Musul merkezli harekâtında ve Haçlılara karşı kazanılan başarıda bu kurumun ve buna bağlı oluşan gelişmelerin rolü büyüktür. Yine Muhammed Tapar ve Irak Selçuklu sultanlarının iradesini göstermesi ve onların elinin uzanmadığı yere atabeylerin ve memlûk asıllı komutanların yetişerek bu zorlu zamanı birlik sağlayarak atlatmaları dikkat çekicidir.
  • Öğe
    el-Cezire Bölgesi’nde Selçuklu-Eyyûbî Hâkimiyet Mücadelesi (1193-1243)
    (Malatya Turgut Özal Üniversitesi, 2022) Sütcü, Mehmet Sait; Güneş, İbrahim
    Türkiye Selçukluları (1075-1308), kuruluşundan bu yana Anadolu siyasetini hem askeri hem de kültürel olarak şekillendiren bir devlet olmuştur. Kuruluşundan kısa bir süre sonra Haçlılarla mücadele eden Selçuklular, diğer taraftan da Anadolu'daki diğer güçlerle uğraşmak zorunda kalmıştır. XII. yüzyılın ortalarından itibaren güçlenerek ve çevredeki diğer büyük/küçük siyasi teşekkülleri ortadan kaldırdıktan sonra dönemin önemli tarihi bölgeleriyle komşu olmuşlardır: Suriye ve el-Cezire bölgeleri… Kendi bölgesine siyasi ve askeri müdahalelerde bulunan Selçuklular, Anadolu'da siyasi birlik kurma ve genişleme politikası çerçevesinde söz konusu bölgelere de yönelmiş ve gerek Anadolu'da gerek bu bölgelere hakim olan diğer devletlerle birçok çatışma yaşamıştır. Öte yandan el-Cezire bölgesindeki güçlere hakim olmak isteyen bir diğer bölge devleti olan Eyyubilerin faaliyetleri bu iki devletin ilişkilerini sekteye uğratmış ve iki devlet karşı karşıya gelmiştir. Böylelikle XII. yüzyılın sonu ile XIII. yüzyılın ilk yarısı arasındaki dönemde el-Cezire Bölgesi’nde Selçuklu-Eyyubi hâkimiyet mücadelesi yaşanmıştır. Anadolu'nun Moğol istilasına maruz kaldığı 1240'lı yıllara kadar bölgede devam eden bu mücadeleler ve çatışmalar bu çalışmanın konusunu teşkil etmektedir. Bu bağlamda Selçukluların Anadolu'da siyasi birliğin sağlanması, yaklaşan Moğol tehditlerine karşı önlem alınması ve devletin bu dönemde en aktif dış politika olarak gördüğü Eyyubi meselesini çözme çabalarına mukabil; Eyyubilerin izlediği siyaset ve buna verdikleri tepkiler üzerinde durulacaktır.
  • Öğe
    II. Abdülhamid Dönemi Malatya’sında İptidaî Mektepler Hakkında Bir Değerlendirme
    (Malatya Turgut Özal Üniversitesi, 2022) Polat, Cahit
    Toplumların gelişmesi, değişip dönüşmesi hususunda eğitimin yeri yadsınamaz. Bu bağlamda Osmanlı Devleti kuruluşundan bu yana eğitime büyük önem vermiştir. Özellikle XIX. Yüzyılda II. Abdülhamid dönemde eğitim anlamında büyük gelişmelerin yaşandığı söylenebilir. Eğitimin temel basamağı olan bu günkü ilköğretimin karşılığı olarak iptidaî mekteplerinin köylere kadar ulaştırılması önemli bir adımdır. Sadece bina ve materyal olarak değil eğitimci konusunda da dikkatle davranan Osmanlı yöneticileri birçok açıdan hiç olmazsa temel ihtiyaçlar bakımında eğitimin her tarafa ulaşması konusunda hassasiyet gösterdiği bir gerçektir. Bu çalışmada Osmanlı taşra şehirlerin Malatya’da II. Abdülhamid dönemindeki merkez ve köylerdeki iptidai mektepler hakkında Başbakanlık Osmanlı Arşiv belgeleri ışında bir değerlendirme yapılacaktır.
  • Öğe
    Orta Gelir Tuzağı Hipotezi ve Türkiye: Ekonometrik Bir Yaklaşım
    (Bitlis Eren Üniversitesi, 2022) Kızılkaya, Fatma
    Son yıllarda orta gelirli ülkelerdeki büyüme yavaşlamaları veya uzun süreli durgunluk dönemleri artan ilgi görmüştür. Bunun nedeni, standart büyüme teorisinin orta gelirli ülkelerin yüksek gelirli ülkelerden daha hızlı büyüme ihtimalinin daha yüksek olduğunu ifade etmesidir. Orta gelir tuzağı, genel olarak orta gelirli ülkelerin yüksek gelir düzeyine ulaşamaması durumunu açıklamaktadır. Bu çalışmada 1960-2020 dönemi yıllık verileri kullanılarak Türkiye'nin orta gelir tuzağında olup olmadığı araştırılmaktadır. Çalışmada ele alınan serinin durağanlık özelliklerini ortaya koymak amacıyla Zivot-Andrews (1993), Lee-Strazicich (2003, 2004), Fourier KPSS, Fourier ADF ve Fourier KSS birim kök testleri kullanılmıştır. Birim kök testi sonuçları Türkiye ekonomisinin orta gelir tuzağında olmadığını göstermektedir. Bu sonuç Türkiye'nin yüksek gelir grubunu temsil eden ABD ile olan gelir farkını kapatma eğiliminde olduğunu göstermektedir.
  • Öğe
    Digital Era and Changes in Consumer Behaviors: An Assessment on Generation C
    (Muş Alparslan Üniversitesi, 2020) Gök, Ayda Akkol
    In the digital age, the change in technology affects people and life in various ways. Changes have occurred in the purchasing behaviors of the generations living with the conveniences provided by internet technology. It has been an imperative for businesses and marketers to understand and adapt to the changes in consumer behaviors on the one hand and the changes brought by technology on the other. This study surmounted the changes in the consumer behaviors brought by technology. The focus was on the purchasing behaviors of today's consumers, who are almost constantly connected to the internet and each other by mobile devices. The concept of Generation C, which is used to identify these digital consumers has been examined. In the study, the literature was searched to explain the concept and to form a basis for applied research. The concept of Generation C is related the demographic and psychographic features and suggested that these feature groups should be evaluated together in the future studies.
  • Öğe
    Sıra Dışı Bir Malazgirt Okuması
    (Malatya Turgut Özal Üniversitesi, 2022) Ozdogan, Tugba
    Sıra Dışı Bir Malazgirt Okuması başlığıyla adlandırdığımızı Malazgirt Günlükleri isimli kitabın incelemesinde kitabın dili, içeriği, sayfası, yazarı, konusu hakkında bilgi verilmektedir.