İnsanat Sanat Tasarım ve Mimarlık Araştırmaları Dergisi

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 6 / 6
  • Öğe
    YONTUCU HAKKI ATAMULU VE ANIT HEYKELLERİ ÜZERİNE
    (İnsanat Sanat Tasarım ve Mimarlık, 2022) KARAÇAM KARATAŞ, Ayşe
    Cumhuriyet Dönemi Heykeltraşı olan Hakkı Atamulu’nun yaşamı ve sanatı, sanatçının yaşadığı dönemin ve toplumun izlerini taşımaktadır. Hakkı Atamulu, Osmanlı Devleti zamanında dog?muş ve Cumhuriyetin ilanına şahit olmuş Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yontucuları arasında değerlendirilmektedir. Yontucu Atamulu, 1934 senesinde, Sanayi-i Nefise Mektebinde Mahir Tomruk ve Rudolf Belling atölyelerinde heykel eğitimini tamamlamıştır. Daha sonra Atamulu, akademik ve sanatsal katkı sağlamak amacı ile Almanya’da eğitimini sürdürmüştür. İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması ile birlikte yurda dönüp ülkemizde farklı üslupta heykel çalışmalarına ve birçok anıt heykele imza atan yontucu Atamulu, 1960 senesinde doğduğu Nevşehir Derinkuyu’ya yerleşmiş ve ölümüne kadar burada sanat çalışmalarını devam ettirmiştir. Cumhuriyet Dönemi heykel sanatının ülkemizde öncü temsilcilerinden olan Atamulu’nun yaşamı ve çok yönlü sanatının yanı sıra özellikle anıt heykelleri bu çalışmanın konusu olarak belirlenmiştir. Sanatçının hayatı ve sanatı, Cumhuriyet Dönemi sonrasından günümüze kadar devam eden Türkiye Cumhuriyeti Dönemi’nin ekonomik, politik, toplumsal ve sanatsal olaylarına ışık tutarak gelecek nesillere ilham vermektedir.
  • Öğe
    Geçici Yapılarda Sürdürülebilirlik Yaklaşımı: Expo'15 Milano Sergisi
    (Malatya Turgut Özal Üniversitesi, 2021) Yamak, Fatma Berfin
    1970’lerden sonra ortaya çıkan sürdürülebilirlik fikri zaman içerisinde insan hayatının her alanında etkisini göstermeye başlamıştır. Bu durumdan mimarlık pratiğinde alınan tasarım kararları da etkilenerek gelişim ve değişim göstermiştir. Ortaya konulan bu değişim ve dönüşüm hareketi sadece uzun süreli kullanıma sahip olan yapılar üzerinden değil geçici kullanıma sahip yapılar üzerinden de kendisini göstermiştir. İnsanları bir araya getiren, kültürel ve teknolojik pek çok etkinlik ve organizasyonun düzenlendiği Expo sergileri bu kapsamda ön plana çıkmaktadır. Sürdürülebilirlik fikrinin etkin olarak kullanıldığı Expo’15 Milano sergisi ise bu alanda 143 ülkenin katıldığı ve çok sayıda kişinin ziyaret ettiği önemli bir uluslararası platform olmuştur. Katılım sağlayan ülkeler ‘Gezegeni Beslemek, Yaşam İçin Enerji’ teması etrafında ülkelerinin sürdürülebilirliğe olan kültürel ve ekolojik anlamda yaklaşımlarını pavilyon tasarımlarına yansıtmışlardır. Geçici yapılar üzerinden sürdürülebilirlik bakış açısının uygulanabilirliğini gösterebilmek ve hem bireysel hem de toplumsal anlamda sürdürülebilirliğin benimsenmesinin hedeflendiği bu çalışma kapsamında belirlenen Expo pavilyonları incelenmiş ve hem kültürel hem de ekolojik sürdürülebilirlik alanında aldıkları tasarım kararları ortaya konulmuştur. Bu bağlamda farklı coğrafi bölgelerde bulunan, ekonomik düzeyleri ve teknolojik gelişmişlikleri farklı olan 3 ülkenin (Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Rusya) pavilyonları; kültürel ve ekolojik sürdürülebilirlik alt başlıklarında analiz edilmiştir.
  • Öğe
    Türk mimarisinde çinicilik
    (Malatya Turgut Özal Üniversitesi, 30 Aralık 2021)
    Cumhuriyet döneminin ilk mimarlarından biri olup Ankara'daki birçok önemli binanın inşasında imzası bulunan Mimar Hikmet tarafından kaleme alınmış olup Türk Yurdu Dergisi'nde yayınlanan "Türk Mimarisinde Çinicilik" başlıklı makalenin transkribe edilmiş metnidir.
  • Öğe
    Pozitivizm ve postpozitivizm
    (Malatya Turgut Özal Üniversitesi, 30 Aralık 2021)
    Nicel araştırmanın şekillenmesinde pozitivizm öncü paradigma olarak karşımıza çıkmaktadır. Araştırma geleneğinde deney ve gözlemin, buna bağlı olarak ortaya çıkan tek gerçeğin bilimin gelişimine katkı sağlayacağı ve mutlak olanın değişmeyeceği kabul edilmekteydi. Araştırmacının araştırma sürecine etki edebileceği, sosyal olgu ve olayların sadece sayılar ile tasvir edilmesinin mümkün olamayabileceğinin anlaşılması ile birlikte pozitivist paradigmadan postpozitivist paradigmaya bir dönüşüm gerçekleşmiştir. Bu derlemede pozitivizmin ortaya çıkışı, şekillenmesi, paradigmaya gelen eleştiriler, postmodernizm bağlamında postpozitivizm düşüncesine geçiş süreci ayrıntılı olarak irdelenmiştir.
  • Öğe
    Fotoğraf ve kent belleği bağlamında Charles Marvılle Paris fotoğrafları üzerine
    (Malatya Turgut Özal Üniversitesi, December 30, 2021) Doğan Özcan, Çiğdem
    Bellek geçmiş deneyimlerimizin ve anılarımızın yer aldığı bir arşiv gibidir. Bu arşiv geçmiş yaşantımızın canlı kanıtlarıdır. Fotoğraf ise geçmiş ve şimdi arasında iletişimi sağlayan bir tür hatırlatıcıdır. Bellek ve fotoğraf arasındaki ilişki saklama, biriktirme ve yeniden hatırlama gibi olgular üzerinde birleşir. İcat edildiğinden beri fotoğraf görsel algıyı derinlemesine etkilemiş ve zamanı anlamlandırma biçimimizi değiştirmiştir. Geçmişin kaydını tutma özelliği ile bellek gibi çalışan fotoğraf, unutulmaya yüz tutmuş anılara ışık tutarken, bilgisine sahip olmadığımız geçmiş olayların kayıtlarını da sunar. Bu anıların büyük bir bölümünü mekânlar oluşturmaktadır. Özellikle doğup büyüdüğümüz kentler birer hafıza mekânıdır. İçinde yaşayanların deneyimleriyle gelişen ve yaşayan bir organizmaya dönüşen kentin kimliği, içinde yaşayan insanların hafızalarından meydana gelmektedir. 19. yüzyılın ortalarında, böylesi bir kent olan Paris’te yaşayan Charles Marville, bugün yerinde olmayan birçok mekânı fotoğraflamıştır. Bu fotoğraflar, tam anlamıyla yıkılan ve yeniden inşa edilen bir şehrin tüm süreçlerine tanıklık eden Marville’in gözünden, bugüne bırakılan büyük bir görsel bellek olarak tarihte yerini almaktadır.
  • Öğe
    Yer-parça:sergi tarihi yazımına doğru bir deneme
    (Malatya Turgut Özal Üniversitesi, 2021) OSKAY, Harika Esra
    Bu metin Eylül 2021’de Ankara’da açılan “Yer-Parça” sergisini, sanat tarihi yazımının büyük anlatılarla ilerleyen yöntemlerine alternatif olarak gelişen sergi tarihçeleri perspektifi içinden inceler. Tekil sergileri odağına alan bu yaklaşım güncelin içinde güncelin tarihine yaklaşmanın bir yolu olarak sergi formunun kısa süreli ifadelerini odağa alarak tarihe not düşmeyi dener. Tarih yazımının sınıflandırmalarının dışında kalanları, arşivin gözünden kaçanları kaydetmeye çalışan bu yaklaşım içerisinde “Yer-Parça” sergisi, insan merkezci bir dünyanın alternatiflerini düşünme niyetiyle de insanın kahramanlıklarından tarih kuran bir tarihçiliğin çeperinde durur. Günümüz sanatının insan sonrası düşünceye yakın temas içinde ilerleyen üretimi içinde, böylesi bir sergi okuması nitel bir vaka çalışması olarak da düşünülebilir. Bu anlamda bu metin, medeniyetin toprak üzerindeki tahakkümünü toprak malzemeyle yorumlayan çalışmaları incelerken, serginin güncel tartışmalarla ilişkilerini analiz etmeyi amaçlar.