Yazar "Uğur, Kerim" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Antidepresanların ilaç ilişkili hareket bozuklukları ve cinsel yan etkiler açısından karşılaştırılması(Çukurova Üniversitesi, 2021) Namlı, Zeynep; Tamam, Lut; Demirkol, Mehmet Emin; Karaytuğ, Mahmut Onur; Uğur, Kerim; Davut, Özge ErişAmaç: Çalışmamızda farklı antidepresan gruplarının cinsel yan etkiler, daha az bilinen uyku bruksizmi ve nörolojik yan etkiler açısından karşılaştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmanın örneklem grubunu 18-50 yaş aralığında, depresif bozukluklar ve/veya anksiyete bozuklukları tanısı ile ayaktan tedavi gören, 1 aydan uzun süredir antidepresan monoterapisi alan 406 hasta oluşturmaktadır. Tüm hastalara; sosyodemografik veri formu, Hamilton Depresyon Ölçeği (HAM-D), Hamilton Anksiyete Ölçeği (HAM-A), UKU Yan Etki Değerlendirme Ölçeği nörolojik yan etkiler bölümü, Arizona Cinsel Yaşantılar Ölçeği (ACYÖ) ve Morisky İlaç Uyum Ölçeği uygulanmıştır. Kullanılan antidepresanlar; seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSGİ), serotonin norepinefrin geri alım inhibitörleri (SNGİ ve vortioksetin olmak üzere üç gruba ayrılarak karşılaştırılmıştır. Bulgular: YAB tanılı hastalarda SNGİ kullananların UKU nörolojik yan etkiler ortalama puanı SSGİ kullananlardan anlamlı olarak yüksek belirlendi. Depresif bozukluk tanılı hastalarda; ilaç tedavisine yeterli uyum sırasıyla %91.3 oranında vortioksetin, % 73.8 oranında SSGİ ve %50 oranında SNGİ kullanan hastalarda belirlendi ve üç grup arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı. Sonuç: Antidepresan ilaç grupları bazı yan etkiler ve tedavi uyumu açısından birbirinden farklılık gösterebilmektedir. Antidepresan kaynaklı uyku bruksizmi ve hareket bozuklukları gibi daha az bilinen yan etkilerin daha iyi anlaşılması için prospektif çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır.Öğe A Case of Neuroleptic Malignant Syndrome After COVID-19 Vaccination and Possible Mechanisms of Vaccines in the Formation of This Syndrome(Taylor & Francis, 2022) Taşcı, İrem; Uğur, KerimNeuroleptic malignant syndrome COVID-19 Vaccine Fatal ComplicationÖğe The Correlation Between Serum Uric Acid Level and Certain Clinical Variables in Antisocial Personality Disorder Patients(2021-03-03) Yıldız, Sevler; Kazğan, Aslı; Kurt, Osman; Korkmaz, Sevda; Uğur, KerimObjectives: In this study, we aimed to compare serum uric acid levels in patients diagnosed with antisocial personality disorder with a healthy control group, and also to investigate the relationship between serum uric acid levels and impulsivity and aggressive attitudes. Methods: The study was conducted with 126 individuals (69 with antisocial personality disorder, 57 controls). The Sociodemographic Data Form, the Barratt Impulsivity Scale (BIS-11), and the Buss–DurkeeHostility Inventory (BDHI) were applied to all participants. Venous blood samples were collected from all participants to measure serum uric acid levels. Results: It was determined that both the BIS-11 and the BDHI sub-dimensions, and the total scores of the antisocial personality disorder patients were higher when compared to the healthy control group. The serum uric acid levels of the patient group were significantly higher when compared to those of the control group. Furthermore, there was a significant positive correlation between serum uric acid level and Barratt Impulsivity Scale–11 (r=0.635, P < .001) and Buss–Durkee Hostility Inventory (r=0.572, P < .001) scores. Conclusion: In our study, it was found that serum uric acid levels were higher in patients with antisocial personality disorder, which is characterized by impulsivity and aggressive behavior, when compared to the control group. The findings of the present study suggest that purinergic dysfunction may also play a role in the etiopathogenesis of the disease. Further studies are required to determine whether this was a cause or an outcome.Öğe Denetimli Serbestlik Polikliniğine Başvuran Madde Kullanım Bozukluğu Tanılı Bireylerde İntihar Davranışı(Galenos Yayınevi, 2021) Uğur, Kerim; Tamam, Lut; Demirkol, Mehmet Emin; Yıldız, Sevler; Kartal, Fatma; Kazğan, Aslı; Polat, HaticeAmaç: Bu çalışmada Denetimli Serbestlik (DS) Polikliniğine başvuran Madde Kullanım Bozukluğu (MKB) tanılıbireylerde psikolojik acı, çocukluk çağı ruhsal travmaları, aleksitimi, dürtüsellik ve psikolojik dayanıklılığın intihargirişimi ile ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır.Yöntem: Çalışma DS Polikliniğine başvuran 120 kişi ve sağlıklı kontrol ile yapılmıştır. Tüm katılımcılara; SosyoDemografik Veri Formu, Çocukluk Çağı Ruhsal Travma Ölçeği (CTQ-28), Toronto Aleksitimi Ölçeği (TAÖ), PsikolojikAcı Ölçeği (PAÖ), Barratt Dürtüsellik ölçeği (BDÖ), Psikolojik Dayanıklılık ölçeği (PDÖ) uygulanmıştır.Bulgular: İntihar girişimi olan hastaların PAÖ, TAÖ, BDÖ, CTQ-28 ölçek puanlarının daha yüksek olduğu tespitedilmiştir. İntihar girişimi riskini tahmin etmek için kurulan modelde (forward stepwise) PAÖ, TAÖ-A, PDÖ-sosyalyeterlilik ve BDÖ-toplam değişkenlerinin modele anlamlı katkı yaptığı bulunmuştur. Anlamlı olan dört değişkeninintihar riskindeki değişimin % 65,6’sını açıkladığı tespit edilmiştir.Sonuç: MKB’lerde psikolojik acı, aleksitimi, dürtüsellik ve çocukluk çağı travmalarının yüksek, psikolojikdayanıklılığın daha düşük olmasının intihar riskini değerlendirmede öngörürücü etkenlerdir.Öğe Effects Of Electroconvulsive Therapy On Certain Attention Tests İn Patients With Schizophrenia(2021-12-01) Orman, Kübra; Kartalcı, Şükrü; Kartal, Fatma; Uğur, KerimIt is known that patients with schizophrenia have positive and negative symptoms, as well as deterioration in cognitive functions. The main objective of this study was to investigate the effects of electroconvulsive therapy (ECT) on certain attention tests in patients with schizophrenia. The study included 103 patients who were diagnosed with schizophrenia according to the DSM-5 diagnostic criteria (39 outpatients receiving antipsychotic treatment alone, 32 inpatients receiving ECT+antipsychotic treatment, and 32 inpatients receiving antipsychotic treatment alone) and 42 healthy volunteers. The Stroop and digit span tasks were used as attention tests. Disease severity was assessed using the Scales for the Assessment of Positive/Negative Symptoms. There was a significant deterioration in the Stroop 4 and Stroop time difference values in all the three patient groups. No significant deterioration was observed in the digit span test in any of the groups. The Stroop 4, Stroop time difference and Stroop spontaneous correction scores were found to be associated with both negative and positive symptoms in the ECT+antipsychotic treatment group. The Stroop spontaneous correction scores were associated with positive symptoms only in the group receiving antipsychotic treatment alone. The only significant improvement in the number of spontaneous corrections was observed in the ECT group after therapy compared to the baseline. However, no significant change was observed in the Stroop 4 and Stroop time difference results, which were impaired compared to the normal scores. In the group receiving only antipsychotic treatment, there were significant improvements in Stroop 4, Stroop time difference and number of spontaneous corrections after treatment. In this study, it was determined that ECT added to drug treatment had positive rather than negative effects on the patients’ performance in attention tests, although not as much as drug treatment. However, it should be considered that the group in which ECT was added to treatment consisted of more severe cases.Öğe Evaluation Of Depression, Self-esteem And Hopelessness In Patients Admitted To Psychiatry Outpatient Clinic In Geriatric Population During COVID-19 Outbreak(2021-09-26) Yıldız, Sevler; Kazgan, Aslı; Kurt, Osman; Uğur, KerimInfection control measures taken to ensure social isolation during the COVID-19 pandemic process seem to negatively affect the mental health of elderly individuals. In this study, it is aimed to examine the effects of pandemic on the mental health of the elderly. 150 patients over the age of 65 who were admitted to the psychiatry outpatient clinic for the first time during the pandemic period were included in the study. Socio demographic data form, Geriatric Depression Scale (GDS), Beck Hopelessness Scale (BHS), Rosenberg Self Esteem Scale (RSE) were applied to all cases after the psychiatric interview conducted by us. In the geriatric population, it was observed that there was a significant negative correlation between BHS and RSE (r = -0.241 p = 0.003), and a positive significant relationship between BHS and GDS (r = 0.478 p <0.001). There was no significant correlation between RSE and GHS (r = -0.042 p = 0.614). During the COVID-19 pandemic, it is understood that the hope level and self-esteem of the geriatric population are low, and their mood is depressive. Among the measures to be taken during infection control, we think that elderly people should be given psychosocial support, and thus a healthier environment can be offered to these individuals in terms of physical and mental aspectsÖğe Geriatrik Popülasyonda İntihar Davranışı Ve Deliryumun Psikiyatrik Acil Olarak Tanınması Ve Yönetimi(2022) Uğur, KerimGeriatrik popülasyonda intihar davranışı ve deliryumun psikiyatrik acil olarak tanınması ve yönetimiÖğe Molecular Mechanism of the Protective Effect of Tianeptine Against Ketamine-Induced Cardiac Injury in Rats(2021-10-26) Yıldız, Sevler; Uğur, Kerim; Taş, Hakan; Özçiçek, Fatih; Kuyrukluyıldız, Ufuk; Mendil, Ali; Çankaya, Murat; Mamedov, Renad; Süleyman, HalisKetamine is a short-acting anesthetic drug that is derived from phencyclidine. Ketamine is used to treat depression and chronic pain disorders, as well as for anesthesia, analgesia, and sedation. Ketamine’s sympathomimetic characteristic causes cardiotoxicity. The pathophysiology of ketamine’s harmful impact has been linked to reactive oxygen species (ROS) and proinflammatory cytokines such as interleukin 1 beta (IL-1), interleukin 6 (IL-6) and tumor necrosis factor alpha (TNF-?). Tianeptine is an antidepressant that works similarly to tricyclic antidepressants. According to studies, tianeptine reduces the production of proinflammatory cytokines such as ROS, IL-1, IL-6, and TNF-?. Tianeptine has a sympatholytic action as well. All of this evidence suggests that tianeptine might help to reduce ketamine cardiotoxicity. The goal of our research is to use biochemical and histological techniques to see how tianeptine affects ketamine-induced cardiotoxicity in rats.Öğe Premenstrual disforik bozukluk tanılı hastaların kişilik özellikleri, anksiyete duyarlılığı, anksiyete ve depresyon seviyeleri(ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ, 2021-09-17) Yıldız, Sevler; Kazğan, Aslı; Kurt, Osman; Uğur, Kerim; Atmaca, MuradAmaç: Bu çalışmada Premenstrual disforik bozukluk (PMDB), tanılı hastaların kişilik özelliklerini, anksiyete duyarlılığını, anksiyete ve depresyon düzeylerini değerlendirmeyi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya, PMDB tanısı olan ve psikiyatrik tedavi öyküsü olmayan 40 hasta ve yine hasta grubuyla benzer sosyodemografik özelliklere sahip sistemik ve psikiyatrik hastalık öyküsü olmayan 40 sağlıklı kadın dahil edildi. Tüm katılımcılara Anksiyete-Duyarlılıkİndeksi-3 (ADİ-3), Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ), Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) ve Gözden Geçirilmiş Eysenck Kişilik Anketi-Kısaltılmış Formu (EKA-GGK) uygulandı. Bulgular: Hasta grubunun EKA-GGK nörotisizm, psikotizm, yalan alt ölçekleri ve toplam puanı kontrol grubunun puanından yüksek saptandı. Hasta grubunun ADİ-3 fiziksel, bilişsel, sosyal alt boyutları ve toplam puanı kontrol grubunun puanından yüksek olarak saptandı. PMDB tanılı hastaların BDÖ ile BAÖ ölçek puanı kontrol grubunun puanından yüksek bulundu. Sonuç: Anksiyete duyarlılığı yüksek olan, psikotizm ve nevrotik kişilik özelliklerine sahip kadınlarda bu durum PMDB gelişimini ya da hastalığın seyrini etkileyebilir.Öğe The Relationship Between the Oxytocin Level and Rejection Sensitivity, Childhood Traumas, and Attachment Styles in Borderline Personality Disorder(Korean Neuropsychiatric Association, 2022) Kartal, Fatma; Uğur, Kerim; Mete, Burak; Demirkol, Mehmet Emin; Tamam, LutObjective In this study, it is aimed to investigate the relationship between the oxytocin level and the rejection sensitivity, childhood mental traumas, and attachment styles in patients diagnosed with borderline personality disorder (BPD).Öğe The relationship of suicidal ideation with psychological pain and anger rumination in patients with major depressive disorder(Elsevier, 2021) Uğur, Kerim; Polat, HaticeObjectıve The study was conducted to determine the association between ruminating anger and mental pain with suicidal ideation in patients diagnosed with major depression disorder. Methods The study with 156 patients diagnosed with major depressive disorder was carried out in a cross-sectional study design. Personal Information Form, Reflection on Anger Scale, Psychological Pain Scale and Beck Depression Scale were used. Results It was concluded that there was a statistically equal directional and linear relationship between the Meebunney and Beck depression scores of all patients diagnosed with a major depressive disorder and the total reflective anger score and its sub-dimensions. Suicidal attempts and psychological pain and depression levels were found to be effective in the increase in suicidal ideation in the patients with major depressive disorder. Conclusions Studies with larger samples are recommended to determine the factors that may pose a risk of suicidal ideation in patients diagnosed with majör depressive disorder.Öğe Servikal ve lomber disk hernili hastalarda ruhsal bulguların değerlendirilmesi(Çukurova Üniversitesi, 2021) Kartal, Fatma; Karlıdağ, Rıfat; Uğur, KerimAmaç: Literatürde kronik bel ve boyun ağrıları ile ruhsal durumun değerlendirildiği çok sayıda çalışma bulunmaktadır ancak spesifik olarak yapısal patolojinin tespit edildiği bel veya boyun ağrısı ile ruhsal bulgular arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışma sayısı çok azdır. Çalışmamızda servikal ve lomber disk hernili hastaların ruhsal bulgularını değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Araştırmaya, 42 sağlıklı kontrol ve en az 6 aydır süren bel ya da boyun ağrısı şikayeti ile Nöroşirürji ve Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon polikliniklerine başvuran 28'i servikal, 36'sı lomber disk hernisi tanısı almış hastalar dahil edilmiştir. Psikiyatri uzmanı tarafından hasta ve kontrol grubuna DSM-5 tanı kriterleri temel alınarak yarı yapılandırılmış psikiyatrik görüşme yapılmıştır. Tüm katılımcılara, Sosyo-demografik Bilgi Formu, Beck Anksiyete Ölçeği, Beck Depresyon Ölçeği, Durumluk ve Sürekli Kaygı Envanteri, Yaygın Anksiyete Bozukluğu-7 Testi, Yaşam Kalitesi Ölçeği-Kısa Form-36, Bedensel Duyumları Abartma Ölçeği dolduruldu. Hasta gruplarına, Visüel Analog Skala, servikal disk hernili hastalara Boyun Ağrı ve Özürlülük indeksi, lomber disk hernili hastalara Oswestry disabilite indeksi dolduruldu. Bulgular: Hem servikal hem de lomber disk hernili grupta, anksiyete düzeyi yüksekken, depresyon ve bedensel duyumları abartma düşük saptanmıştır. Emosyonel rol güçlüğü dışında, yaşam kalitesi alt parametreleri hasta gruplarında anlamlı olarak düşük saptanmıştır. Ağrı ve özürlülük arasında orta derecede korelasyon tespit edilmiştir. Ağrı veya özürlülük ile anksiyete veya depresyon düzeyleri arasında da orta derecede korelasyon saptanmıştır. Sonuçlar: Çalışmamızda her iki hasta grubunda anksiyete düzeyininin yüksek olması, belki de disk herniasyonundaki dejenerasyonun progresyonunda patolojik hale gelen anksiyetenin etkili olabileceğini düşündürmektedir. Lomber ve servikal disk hernili hastaların tedavisinde ağrı dışında, yaşam kalitesi ve özürlülüğü etkileyebilecek psikolojik faktörler de saptanmalı ve multidisipliner tedavi yaklaşımları uygulanmalıdır.