Yazar "Kartal, Fatma" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Denetimli Serbestlik Polikliniğine Başvuran Madde Kullanım Bozukluğu Tanılı Bireylerde İntihar Davranışı(Galenos Yayınevi, 2021) Uğur, Kerim; Tamam, Lut; Demirkol, Mehmet Emin; Yıldız, Sevler; Kartal, Fatma; Kazğan, Aslı; Polat, HaticeAmaç: Bu çalışmada Denetimli Serbestlik (DS) Polikliniğine başvuran Madde Kullanım Bozukluğu (MKB) tanılıbireylerde psikolojik acı, çocukluk çağı ruhsal travmaları, aleksitimi, dürtüsellik ve psikolojik dayanıklılığın intihargirişimi ile ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır.Yöntem: Çalışma DS Polikliniğine başvuran 120 kişi ve sağlıklı kontrol ile yapılmıştır. Tüm katılımcılara; SosyoDemografik Veri Formu, Çocukluk Çağı Ruhsal Travma Ölçeği (CTQ-28), Toronto Aleksitimi Ölçeği (TAÖ), PsikolojikAcı Ölçeği (PAÖ), Barratt Dürtüsellik ölçeği (BDÖ), Psikolojik Dayanıklılık ölçeği (PDÖ) uygulanmıştır.Bulgular: İntihar girişimi olan hastaların PAÖ, TAÖ, BDÖ, CTQ-28 ölçek puanlarının daha yüksek olduğu tespitedilmiştir. İntihar girişimi riskini tahmin etmek için kurulan modelde (forward stepwise) PAÖ, TAÖ-A, PDÖ-sosyalyeterlilik ve BDÖ-toplam değişkenlerinin modele anlamlı katkı yaptığı bulunmuştur. Anlamlı olan dört değişkeninintihar riskindeki değişimin % 65,6’sını açıkladığı tespit edilmiştir.Sonuç: MKB’lerde psikolojik acı, aleksitimi, dürtüsellik ve çocukluk çağı travmalarının yüksek, psikolojikdayanıklılığın daha düşük olmasının intihar riskini değerlendirmede öngörürücü etkenlerdir.Öğe Deprem Sonrası Akut Stres Bozukluğu Olanlarda Travma Esnasındaki Çözülmenin, Anksiyete Düzeyi, Algılanan Stres, Anksiyete Duyarlılığı ve Deprem Stresiyle Baş Etme ile İlişkisi(2021) Uğur, Mete; Kartal, Fatma; Mete, Burak; Tamam, Lut; Demirkol, Mehmet EminAmaç: Çalışmamızda, deprem sonrası Akut Stres Bozukluğu (ASB) tanısı konulan hastalarda travma esnasındaki çözülmeye anksiyete duyarlılığı, anksiyete düzeyi, algılanan stres ve baş etme stratejilerinin etkisini belirlemeyi amaçladık. Yöntem: ASB tanılı 477 hastaya sosyodemografik veri formu, Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ), Algılanan Stres Ölçeği (ASÖ), Anksiyete duyarlılığı indeksi-3 (ADİ-3), Deprem Stresi ile Baş Etme Ölçeği ve Peritravmatik Dissosiyasyon Ölçeği (PDEQ) doldurtulmuştur. Bulgular: Travma esnasında çözülme gelişmesinde %31,5’lik değişim anksiyete duyarlılığının bilişsel alt boyutu, %7’si anksiyete, %1 ise algılanan stres ile açıklanmaktadır. Travma esnasındaki çözülme ile anksiyete arasında orta düzey pozitif yönde, algılanan stres arasında zayıf pozitif yönde, olumlu düşünme ile negatif yönde zayıf, sosyal destek arama ile negatif yönde çok zayıf ilişki bulunmuştur. Travma esnasındaki çözülme ile anksiyete duyarlığı fiziksel, bilişsel, toplumsal alt boyutları arasında pozitif yönde anlamlı orta düzey ilişki bulunmuştur. Sonuç: Araştırmamızdan elde edilen en önemli sonuç; travma esnasındaki çözülme gelişimine en fazla katkıyı anksiyete duyarlılığı bilişsel alt boyutunun yaptığının saptanmasıdır. Anksiyete duyarlılığı yüksek olan kişilerde travma esnasında çözülmenin daha fazla deneyimlenebileceği ve travmadan sonraki süreçte ilerleyen zamanlarda bu kişilerin TSSB riskinin daha fazla olacağını öngörülebilir.Öğe Effects Of Electroconvulsive Therapy On Certain Attention Tests İn Patients With Schizophrenia(2021-12-01) Orman, Kübra; Kartalcı, Şükrü; Kartal, Fatma; Uğur, KerimIt is known that patients with schizophrenia have positive and negative symptoms, as well as deterioration in cognitive functions. The main objective of this study was to investigate the effects of electroconvulsive therapy (ECT) on certain attention tests in patients with schizophrenia. The study included 103 patients who were diagnosed with schizophrenia according to the DSM-5 diagnostic criteria (39 outpatients receiving antipsychotic treatment alone, 32 inpatients receiving ECT+antipsychotic treatment, and 32 inpatients receiving antipsychotic treatment alone) and 42 healthy volunteers. The Stroop and digit span tasks were used as attention tests. Disease severity was assessed using the Scales for the Assessment of Positive/Negative Symptoms. There was a significant deterioration in the Stroop 4 and Stroop time difference values in all the three patient groups. No significant deterioration was observed in the digit span test in any of the groups. The Stroop 4, Stroop time difference and Stroop spontaneous correction scores were found to be associated with both negative and positive symptoms in the ECT+antipsychotic treatment group. The Stroop spontaneous correction scores were associated with positive symptoms only in the group receiving antipsychotic treatment alone. The only significant improvement in the number of spontaneous corrections was observed in the ECT group after therapy compared to the baseline. However, no significant change was observed in the Stroop 4 and Stroop time difference results, which were impaired compared to the normal scores. In the group receiving only antipsychotic treatment, there were significant improvements in Stroop 4, Stroop time difference and number of spontaneous corrections after treatment. In this study, it was determined that ECT added to drug treatment had positive rather than negative effects on the patients’ performance in attention tests, although not as much as drug treatment. However, it should be considered that the group in which ECT was added to treatment consisted of more severe cases.Öğe The Relationship Between the Oxytocin Level and Rejection Sensitivity, Childhood Traumas, and Attachment Styles in Borderline Personality Disorder(Korean Neuropsychiatric Association, 2022) Kartal, Fatma; Uğur, Kerim; Mete, Burak; Demirkol, Mehmet Emin; Tamam, LutObjective In this study, it is aimed to investigate the relationship between the oxytocin level and the rejection sensitivity, childhood mental traumas, and attachment styles in patients diagnosed with borderline personality disorder (BPD).Öğe Servikal ve lomber disk hernili hastalarda ruhsal bulguların değerlendirilmesi(Çukurova Üniversitesi, 2021) Kartal, Fatma; Karlıdağ, Rıfat; Uğur, KerimAmaç: Literatürde kronik bel ve boyun ağrıları ile ruhsal durumun değerlendirildiği çok sayıda çalışma bulunmaktadır ancak spesifik olarak yapısal patolojinin tespit edildiği bel veya boyun ağrısı ile ruhsal bulgular arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışma sayısı çok azdır. Çalışmamızda servikal ve lomber disk hernili hastaların ruhsal bulgularını değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Araştırmaya, 42 sağlıklı kontrol ve en az 6 aydır süren bel ya da boyun ağrısı şikayeti ile Nöroşirürji ve Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon polikliniklerine başvuran 28'i servikal, 36'sı lomber disk hernisi tanısı almış hastalar dahil edilmiştir. Psikiyatri uzmanı tarafından hasta ve kontrol grubuna DSM-5 tanı kriterleri temel alınarak yarı yapılandırılmış psikiyatrik görüşme yapılmıştır. Tüm katılımcılara, Sosyo-demografik Bilgi Formu, Beck Anksiyete Ölçeği, Beck Depresyon Ölçeği, Durumluk ve Sürekli Kaygı Envanteri, Yaygın Anksiyete Bozukluğu-7 Testi, Yaşam Kalitesi Ölçeği-Kısa Form-36, Bedensel Duyumları Abartma Ölçeği dolduruldu. Hasta gruplarına, Visüel Analog Skala, servikal disk hernili hastalara Boyun Ağrı ve Özürlülük indeksi, lomber disk hernili hastalara Oswestry disabilite indeksi dolduruldu. Bulgular: Hem servikal hem de lomber disk hernili grupta, anksiyete düzeyi yüksekken, depresyon ve bedensel duyumları abartma düşük saptanmıştır. Emosyonel rol güçlüğü dışında, yaşam kalitesi alt parametreleri hasta gruplarında anlamlı olarak düşük saptanmıştır. Ağrı ve özürlülük arasında orta derecede korelasyon tespit edilmiştir. Ağrı veya özürlülük ile anksiyete veya depresyon düzeyleri arasında da orta derecede korelasyon saptanmıştır. Sonuçlar: Çalışmamızda her iki hasta grubunda anksiyete düzeyininin yüksek olması, belki de disk herniasyonundaki dejenerasyonun progresyonunda patolojik hale gelen anksiyetenin etkili olabileceğini düşündürmektedir. Lomber ve servikal disk hernili hastaların tedavisinde ağrı dışında, yaşam kalitesi ve özürlülüğü etkileyebilecek psikolojik faktörler de saptanmalı ve multidisipliner tedavi yaklaşımları uygulanmalıdır.