Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "KALEM, MÜBERRA NAMLI" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Chewing Gum: A Funny Way Opposed To Postoperative Ileus For Gynecological Operations
    (2015) kamalak, zeynep; KÖŞÜŞ, Nermin; KÖŞÜŞ, Aydın; KALEM, MÜBERRA NAMLI; HIZLI, Deniz; AKÇAL, Banu USLU; KAFALI, Hasan
    Amaç: Bu çalışmanın amacı sakız çiğnemenin total abdominal histerektomive bilateral salpingo- ooferektomi ameliyatından sonra bağırsak fonksiyonlarının geridönüşünde etkisi olup olmadığının değerlendirilmesidir. Ayrıca postoperatif ve analjezik ve antiemetik ihtiyacı da değerlendirildi. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya 98 hasta katıldı; çalışma grubunda (sakız çiğneyen) 54(%55.1) hasta, kontrol grubunda (sakız çiğnemeyen) 44 (%44.9) hastamevcuttu. Çalışma grubuna ameliyat sonrası günde 6 kez ve her seferinde en az yarım saat sakız çiğnemeleri söylendi. Ameliyat sonrası dönemde gaz çıkarana kadar geçensüre, ilk barsak hareketleri oluşana kadar geçen süre, hastaların analjezik ve antiemetik ihtiyaçları ve hastanede kalış süreleri değerlendirildi. Bulgular: Sakız çiğneyen grupta gaz çıkarana kadar geçen süre ortalama 7 saat, kontrol grubunda ortalama 9 saat olarak bulunmuştur, iki grup arasında gazçıkarma sürelerinde anlamlı farklılık saptanmıştır. Bağırsak seslerinin tespit edilmesi sakız çiğneyen grupta kontrol grubuna göre daha erken olmuştur. Çalışmagrubunda postoperative 8.saatte 53 (%98.1) hastada bağırsak sesleri aktifken, kontrol grubunda bu sayı 23 (%52.3) olarak bulundu. Sonuç: Jinekolojik operasyonlardan sonra sakız çiğnemenin bağırsak fonksiyonlarının geri dönüş süresini kısaltmak konusunda anlamlı etkisi mevcuttur. Sakızçiğnenmesi bağırsak fonksiyonlarının iyileştirilmesinde basit, ucuz ve güvenle uygulanabilecek fizyolojiye uygun bir yöntemdir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Gebelikte Cilt Hastalıkları
    (2016) BİTİRGEN, Emel; KÖŞÜŞ, Aydın; KALEM, MÜBERRA NAMLI; uyanik, muzeyyen; KÖŞÜŞ, Nermin
    Cilt hastalıklarının çoğu gebe ve gebe olmayan kadınlarda eşit sıklıkta izlenir. Fakat gebeliğin neden olduğu hormonal değişiklikler deride belirgin etkiler yapabilir. Bu nedenle gebeliğe özgü ve semptomatik olan dermatozlar da vardır. Gebelikte görülen cilt hastalıkları üç kategoride izlenir: -Hormonal cilt değişiklikleri -Daha önceden var olan deri hastalıkları -Gebeliğe spesifik hastalıklar (Gebelik dermatozları). Gebelikteki hormonal değişiklikler stria gravidarum, hiperpigmentasyon, saç ve tırnak değişiklikleri ve vasküler değişiklikler gibi benign durumları içerir. Daha önceden var olan cilt hastalıkları da gebelikte bazı değişikler gösterir. Çoğu cilt hastalıkları gebeliğin sonlanması ile gerilerken bazı durumlar tedavi gerektirir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Intrauterine Fetal Surgery Current Approaches
    (2015) ESER, Ayla; KÖŞÜŞ, Nermin; KÖŞÜŞ, Aydın; KALEM, MÜBERRA NAMLI; AKGÜN, Nülüfer; YÜCE, Ebru
    Cerrahi tekniklerinde meydana gelen ilerlemelerle prenatal ta- nının çok ilerlemesine rağmen intrauterin fetal cerrahi hala çok tercih edilen bir seçenek değildir. Bunun nedeni operasyon sı- rasında ve sonrasında anne ve fetüsün karşılaşabileceği risk- lerin çoğu zaman ameliyatla elde edilebilecek faydalardan çok daha fazla olmasıdır. Ayrıca alt yapı gereksinimleri ve ameliyat masrafı oldukça yüksektir. Fetüse müdahale ancak fetüsün normal büyümesi önünde bir kısım engellerin olduğu (ikizden ikize transfüzyon sendromu, konjenital diyafragmatik herniler, yer kaplayan torasik lezyonlar, alt üriner sistem obstrüksiyonu vb.) anormal durumların düzeltebileceği ve fetüsün büyümesi- nin normal hale getirilebileceği durumlarda mümkündür. İntrauterin fetal ölümle sonuçlanabilecek veya etkileri postnatal olarak düzeltilemeyecek olan hastalıklarda da (konjenital aort stenozu, hipoplastik sol kalp sendromu vb.) endikedir. Bu tarz müdahalelerden önce kanıtlanmış patofizyoloji ve defekt veya hastalığın uygun bir çalışmadan geçmiş olması gerekmektedir. İntrauterin fetal cerrahi hem fetüs hem de anne için büyük risk- ler ihtiva ettiğinden fetal cerrahi araştırmaları etik tartışmalara sebebiyet vermektedir. Fetal cerrahinin daha kullanışlı hale gelmesi için acil olarak uygun ameliyat teknikleri, fetüs ve ute- rus seyrini monitörize edecek ve cerrahi sonrası uterin kont- raksiyonların (tokoliz) önlenmesine yardımcı olacak ileri me- todların geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Bu makale günümüzde yapılabilen intrauterine fetal müdahaleleri, risk ve başarı oran- larını incelemektedir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Kontraseptif Aşılar
    (2016) ESER, Ayla AÇAR; KALEM, MÜBERRA NAMLI
    Dünya nüfusunun ve istenmeyen gebelik oranlarının giderek artması, dünya çapında majör bir halk sağlığı sorunudur. Dünya nüfusu günümüzde 6,8 milyara kadar ulaşmıştır ve her 12 yılda bir de 1 milyar daha artmaktadır. Dünya çapında her yıl 80 milyon kadının plansız veya istenmeyen gebelikle karşı karşıya geldiği ve bu gebeliklerin de 45 milyon kadarının istemli olarak sonlandırıldığı tahmin edilmektedir. Bu kadınların çoğunluğunun da bir kontraseptif yöntem kullandığı bilinmektedir. Bütün bu bilgiler istenmeyen gebelikten korunmak konusunda alternatif bir kontraseptif yönteme kesinlikle ihtiyaç olduğu anlamına gelmektedir. Bu konuda iyi bir aday yöntem olan immünokontrasepsiyonda ana prensip, istenmeyen gebeliğe karşı korunmak için immün sistemi kullanmaktır. Kontraseptif aşı geliştirilmesi için 1900'lü yıllardan beri çok sayıda hedef seçilmiştir ve kullanılmaktadır. Seçilen hedeflere göre kontraseptif aşılar üç ana gruba ayrılabilirler. İlk grupta yer alan GnRH, FSH ve LH aşıları gamet üretimini inhibe ederler; ikinci grup gamet fonksiyonlarını bozan aşılardır, antisperm ve zona pellucida aşıları bu gruptadır; üçüncü grup aşılar ise fertilizasyon sonrası hCG'yi bloke eder. hCG'yi hedef alan aşılar kadında Faz 1 ve Faz 2 çalışmalara ulaştığı ve cesaret verici sonuçlar alındığı halde, kontraseptif aşıların insan kullanımı kısa vadede mümkün gö- zükmemektedir. Kontraseptif aşıların majör problemlerinden biri, immün yanıtın bireyler arasında çok geniş varyasyonlar göstermesidir. Gelecekte genomiks, proteomiks ve immünolojideki gelişmelerle birlikte daha spesifik hedefler ve daha güçlü aşılar geliştirilebilecektir. Bu makalenin amacı, kontraseptif aşı çalışmaları ile ilgili geçmişten günümüze edinilen bilgilerin derlenip özetlenmesidir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Problems and Complications During the Treatment of Infertility in Women with Polycystic Ovary Syndrome
    (2016) KALEM, MÜBERRA NAMLI; KALEM, ZİYA; GÜRGAN, Timur
    Polycystic ovary syndrome (PCOS) is the most frequent endocrine disorder existing in women in theirreproductive years and it is one of the most evaluated and discussed subjects of reproductive medicinewith regard to its diagnosis and treatment.Patients with PCOS constitute the most difficult population in the management of infertility. The factorsthat increase the success rates in the treatment of PCOS infertility are: pretreatment changes in lifestyle, dietetic and psychological support, a detailed evaluation of the couple and the appropriate selection of the treatment protocol, a wide-spectrum approach to maintaining ovarian and endometrial synchronization in the management of the cycle, and well-developed laboratory conditions to support embryonic quality. However, even if these conditions are provided, OHSS, cancellations of the cycle, pooroocyte, and embryo qualities, unsuccessful fertilization and implantation, chromosomal abnormalitiesand early losses may still be experienced.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Vücut Kitle İndeksinin Doğurganlık, Gebelik ve Doğum Üzerine Etkileri
    (2016) ESER, Ayla; KAYGUSUZ, İkbal; KALEM, MÜBERRA NAMLI; CANBAL, Metin
    Obezite, beraberindeki birçok kronik sağlık sorunuyla birlikte tüm dünyada halk sağlığı sorunu olmuştur. Doğurganlık, gebelik ve doğum üzerinde etkileri olan aşırı kilo (Vücut Kitle İndeksi-VKİ=25.0-29.9 kg/m2) ve obezitenin (VKİ >=30.0 kg/m2) genç kadınlar arasındaki yaygınlığında artış görülmektedir. Obezite ve aşırı kilo aynı zamanda erkek fekunditesinin düşmesine de sebep olmaktadır. Obezite ve aşırı kiloluluğun başarılı in vitro fertilizasyon üzerindeki etkilerine dair tam anlamıyla net sonuçlar bulunmamaktadır. Düşük VKİ'ye sahip ve/veya gebelikte önerilenden daha az kilo alan kadınların düşük doğum ağırlığına sahip bebek sahibi olma riski daha yüksektir. Diğer yandan, yüksek VKİ, artmış gestasyonel hipertansiyon, pre-eklampsi, doğum indüksiyonu, makrozomi ve sezaryenle doğum insidansı ile doğrudan ilişkilidir. Bu makalede VKİ'nin doğurganlık, gebelik ve doğum üzerine etkilerini güncel literatür bilgileri ışığında değerlendirmek amaçlanmıştır

| Malatya Turgut Özal Üniversitesi | Kütüphane | Açık Bilim Politikası | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Malatya Turgut Özal Üniversitesi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim