Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Irak, Ayla" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Stent restenozu ve hedef lezyon revaskülarizasyona etki eden faktörler
    (Turgut Özal Üniversitesi, 2013) Irak, Ayla; Eryonucu, Beyhan
    GİRİŞ VE AMAÇ: Koroner arter hastalığı tedavisinde stentler en çok uygulanan tedavi yöntemidir. İlaç salınımlı ve çıplak metal stentlerin birbirine üstünlüğünü araştıran birçok çalışma yapılmıştır. Birçok çalışma, seçici kriterler kapsamında yapıldığı için gerçek şartları ve klinik sonuçları temsil etmemektedir. Biz çalışmamızda; kliniğimizde 6 ay üzerinde takip edilen Haziran 2007-Ağustos 2011 tarihleri arasında stent implantasyonu yapılmış tüm hastaları inceleyerek gerçek klinik sonuçları yansıtmaya çalıştık. Amacımız kliniğimizde tüm endikasyonlarla çeşitli markalardaki stentlerin uygulandığı hasta grubunda stent tipine göre restenoz ve hedef lezyon revaskülarizasyon sıklığını tespit etmek ve klinik, anjiyografik ve işlemle ilişkili değişkenlerin bu sıklığa olan etkisini değerlendirmektir. METOD: Stent uygulanan ardı ardına 805 hasta arşiv kayıtlarından retrospektif olarak incelenmiştir. Hedef lezyona ait kantitatif anjiyografik parametreler özel bilgisayar programı yardımı ile işlem öncesi, işlem sonrası ve kontrol anjiografi sırasında hesaplandı. Sürekli değişkenlerdeki farklılıkları belirlemek için Student? s t testi ya da Mann-Whitney testi; kategorik değişkenler arasındaki farklılıklar için ki-kare testi uygulandı. Anjiyografik restenoz, klinik restenoz ve hedef damar revaskülarizasyonu ile ilişkili prediktörleri belirlemek için Çoklu Değişkenli Lojistik Regresyon Analizi kullanıldı. BULGULAR: Takip süresi 6 ay üzerinde olan 374 hasta ve bu hastalarda 523 lezyon çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışmamızda 294 (%56,2) adet ÇMS ve 229 (%43,8) adet İSS stent implantasyonu yapılmıştır. Ortalama yaş 61.51 (± 10.51) yıl idi. Ortalama takip süresi 20±13 ay idi. 301 lezyon ortalama 14±11 ay sonra koroner iii aniyografi ile değerlendirildi. Çalışmamızda ilaç salınımlı stentlerde anjiyografik restenoz oranı %13 iken, çıplak metal stentlerde restenoz oranı %34 saptanmıştır (p<0,001). İlaç salınımlı stentlerde klinik restenoz oranı %13 iken, çıplak kaplı stentlerde restenoz oranı %23 saptanmıştır (p<0,001). HDR ve HLR çıplak metal stent grubunda sırası ile %20,7 ve %16,7, ilaç salınımlı stentlerde ise %12,7,%5,7 saptanmıştır (p=0,006, p=0,001). Çoklu Değişkenli Lojistik Regresyon Analiz sonucunda anjiyografik restenozu ile ilişkili risk faktörleri ÇMS, predilatasyon uygulanması, stent çapıdır (p<0,001, p=0,017, p=0,012). Klinik restenozu ile ilişkili risk faktörleri ÇMS, predilatasyon uygulanması, girişim öncesi referans damar çapı, girişim öncesi lezyon uzunluğu ve HPL`dir (p<0,001, p=0,002, p=0,014, p=0,038, p=0,005). Hedef lezyon revaskülarizasyonu ile ilişkili risk faktörleri ÇMS ve predilatasyon uygulanmasıdır (p<0,001, p=0,004). SONUÇ: Restenoz ve HLR ilişkili en önemli risk faktörü olarak ÇMS implantasyonu saptanmıştır. Stent seçiminde ilk tercih ilaç salınımlı stent olmalıdır. Anahtar Kelimeler: İSS, ÇMS, anjiyografik restenoz, klinik restenoz, hedef lezyon revaskülarizasyonu.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Stent restenozu ve hedef lezyon revaskülarizasyona etki eden faktörler
    (Turgut Özal Üniversitesi, 2013) Irak, Ayla; Eryonucu, Beyhan
    GİRİŞ VE AMAÇ: Koroner arter hastalığı tedavisinde stentler en çok uygulanan tedavi yöntemidir. İlaç salınımlı ve çıplak metal stentlerin birbirine üstünlüğünü araştıran birçok çalışma yapılmıştır. Birçok çalışma, seçici kriterler kapsamında yapıldığı için gerçek şartları ve klinik sonuçları temsil etmemektedir. Biz çalışmamızda; kliniğimizde 6 ay üzerinde takip edilen Haziran 2007-Ağustos 2011 tarihleri arasında stent implantasyonu yapılmış tüm hastaları inceleyerek gerçek klinik sonuçları yansıtmaya çalıştık. Amacımız kliniğimizde tüm endikasyonlarla çeşitli markalardaki stentlerin uygulandığı hasta grubunda stent tipine göre restenoz ve hedef lezyon revaskülarizasyon sıklığını tespit etmek ve klinik, anjiyografik ve işlemle ilişkili değişkenlerin bu sıklığa olan etkisini değerlendirmektir. METOD: Stent uygulanan ardı ardına 805 hasta arşiv kayıtlarından retrospektif olarak incelenmiştir. Hedef lezyona ait kantitatif anjiyografik parametreler özel bilgisayar programı yardımı ile işlem öncesi, işlem sonrası ve kontrol anjiografi sırasında hesaplandı. Sürekli değişkenlerdeki farklılıkları belirlemek için Student? s t testi ya da Mann-Whitney testi; kategorik değişkenler arasındaki farklılıklar için ki-kare testi uygulandı. Anjiyografik restenoz, klinik restenoz ve hedef damar revaskülarizasyonu ile ilişkili prediktörleri belirlemek için Çoklu Değişkenli Lojistik Regresyon Analizi kullanıldı. BULGULAR: Takip süresi 6 ay üzerinde olan 374 hasta ve bu hastalarda 523 lezyon çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışmamızda 294 (%56,2) adet ÇMS ve 229 (%43,8) adet İSS stent implantasyonu yapılmıştır. Ortalama yaş 61.51 (± 10.51) yıl idi. Ortalama takip süresi 20±13 ay idi. 301 lezyon ortalama 14±11 ay sonra koroner iii aniyografi ile değerlendirildi. Çalışmamızda ilaç salınımlı stentlerde anjiyografik restenoz oranı %13 iken, çıplak metal stentlerde restenoz oranı %34 saptanmıştır (p<0,001). İlaç salınımlı stentlerde klinik restenoz oranı %13 iken, çıplak kaplı stentlerde restenoz oranı %23 saptanmıştır (p<0,001). HDR ve HLR çıplak metal stent grubunda sırası ile %20,7 ve %16,7, ilaç salınımlı stentlerde ise %12,7,%5,7 saptanmıştır (p=0,006, p=0,001). Çoklu Değişkenli Lojistik Regresyon Analiz sonucunda anjiyografik restenozu ile ilişkili risk faktörleri ÇMS, predilatasyon uygulanması, stent çapıdır (p<0,001, p=0,017, p=0,012). Klinik restenozu ile ilişkili risk faktörleri ÇMS, predilatasyon uygulanması, girişim öncesi referans damar çapı, girişim öncesi lezyon uzunluğu ve HPL`dir (p<0,001, p=0,002, p=0,014, p=0,038, p=0,005). Hedef lezyon revaskülarizasyonu ile ilişkili risk faktörleri ÇMS ve predilatasyon uygulanmasıdır (p<0,001, p=0,004). SONUÇ: Restenoz ve HLR ilişkili en önemli risk faktörü olarak ÇMS implantasyonu saptanmıştır. Stent seçiminde ilk tercih ilaç salınımlı stent olmalıdır. Anahtar Kelimeler: İSS, ÇMS, anjiyografik restenoz, klinik restenoz, hedef lezyon revaskülarizasyonu.

| Malatya Turgut Özal Üniversitesi | Kütüphane | Açık Bilim Politikası | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Malatya Turgut Özal Üniversitesi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim