Yazar "ESER, Ayla" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Biyokimyasal Aneoploidi Tarama Testleri(2016) AKGÜN, Nilüfer; ESER, Ayla; DUVAN, ZEHRA CANDAN İLTEMİRTarama testleri belli bir hastalık riski veya anomali için yüksek riskli grubu saptamak amacı ile kullanılan testlerdir. Tarama testlerinin amacı sağlıklı çocuk sahibi olabilmek için en erken zamanda anomalili bebeği saptamaktır. İyi bir tarama testi kolay uygulanabilir, güvenirliği yüksek ve maliyeti düşük olmalıdır. Bu derlemenin amacı, Trizomilerin saptanması için en uygun testin gebelik haftasına göre belirlenmesi ve testlerin anomali saptama başarıları üzerinde durulacaktır.Öğe İnfertil çiftlerde cinsiyete göre algılanan sosyal destekle anksiyete ve depresif belirtilerin ilişkisi(2015) ALDEMİR, Seçil; ESER, Ayla; Turhan, Nilgün Öztürk; Dalbudak, Ercan; TOPCU, MERVEAmaç: İnfertil çiftlerin emosyonel semptom ve algıladıkları sosyal desteklerin cinsiyet farkına göre değerlendirilmesi amaçlandı.Yöntem: DSM-IV'e göre psikiyatrik birinci eksen bozukluğu olmayan ve birincil infertil 66 çifte Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği (HAD) ile Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği (ÇBASDÖ) uygulandı.Bulgular: Ölçeklerin puan ortalamalarına göre örneklemin depresif semptom şiddeti klinik depresyona işaret etmeyecek düzeyde, kaygıları normal sınırlarda saptandı. Katılımcılar cinsiyete göre karşılaştırıldığında anksiyete bakımından kadın katılımcıların, erkeklere göre daha kaygılı oldukları gözlemlendi. Çiftlerin algıladığı sosyal destek arttıkça anksiyete ve depresif belirtilerin azaldığı gözlemlendi. Algılanan sosyal destek bakımından ise her iki cinsiyetten kaynaklanan infertilite grubunun özel destek, arkadaş desteği ve toplam sosyal destek puanlarının kadından kaynaklanan infertilite grubundan daha yüksek olduğu belirlendi. Erkekten kaynaklanan infertilite grubunun algıladığı özel desteğin ise kadın kaynaklı infertilite grubundan daha fazla olduğu saptandı.Sonuç: İnfertil çiftlerde erkeklerin kadınlara göre sosyal desteğinin, kadınların ise emosyonel zorlanmasının daha fazla olduğu, bunun yanında çiftlerin algıladığı yeterli sosyal desteğin emosyonel semptomları azalttığı anlaşıldıÖğe Intrauterine Fetal Surgery Current Approaches(2015) ESER, Ayla; KÖŞÜŞ, Nermin; KÖŞÜŞ, Aydın; KALEM, MÜBERRA NAMLI; AKGÜN, Nülüfer; YÜCE, EbruCerrahi tekniklerinde meydana gelen ilerlemelerle prenatal ta- nının çok ilerlemesine rağmen intrauterin fetal cerrahi hala çok tercih edilen bir seçenek değildir. Bunun nedeni operasyon sı- rasında ve sonrasında anne ve fetüsün karşılaşabileceği risk- lerin çoğu zaman ameliyatla elde edilebilecek faydalardan çok daha fazla olmasıdır. Ayrıca alt yapı gereksinimleri ve ameliyat masrafı oldukça yüksektir. Fetüse müdahale ancak fetüsün normal büyümesi önünde bir kısım engellerin olduğu (ikizden ikize transfüzyon sendromu, konjenital diyafragmatik herniler, yer kaplayan torasik lezyonlar, alt üriner sistem obstrüksiyonu vb.) anormal durumların düzeltebileceği ve fetüsün büyümesi- nin normal hale getirilebileceği durumlarda mümkündür. İntrauterin fetal ölümle sonuçlanabilecek veya etkileri postnatal olarak düzeltilemeyecek olan hastalıklarda da (konjenital aort stenozu, hipoplastik sol kalp sendromu vb.) endikedir. Bu tarz müdahalelerden önce kanıtlanmış patofizyoloji ve defekt veya hastalığın uygun bir çalışmadan geçmiş olması gerekmektedir. İntrauterin fetal cerrahi hem fetüs hem de anne için büyük risk- ler ihtiva ettiğinden fetal cerrahi araştırmaları etik tartışmalara sebebiyet vermektedir. Fetal cerrahinin daha kullanışlı hale gelmesi için acil olarak uygun ameliyat teknikleri, fetüs ve ute- rus seyrini monitörize edecek ve cerrahi sonrası uterin kont- raksiyonların (tokoliz) önlenmesine yardımcı olacak ileri me- todların geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Bu makale günümüzde yapılabilen intrauterine fetal müdahaleleri, risk ve başarı oran- larını incelemektedir.Öğe Jinekolojik Laparoskopi Kornplikasyonlarlnda 'Yonefini(2017) YÜCE, a Ebru; AKGÜN, Nilüfer; GUMUS, ilknur A İNEGÖL; NAMLI, Müberra KALEMA; ESER, AylaÖÖZZEETT Laparoskopi daha invaziv cerrahiler üzerine, daha kısa operasyon süresi, azalan komplikas- yonlar, daha kısa hastanede kalış süresi, daha hızlı iyileşme gibi avantajlarıyla iyi bir güvenlik pro- filine sahiptir. Ancak damar yaralanmaları, gastrointestinal ve genitoüriner yaralanmalar, gaz embolisi, insizyonel herni, port yeri metastazı, subkutanöz anfizem, yara yeri enfeksiyonu, intra- peritoneal adezyonlar ve anestezi ile ilişkili istenmeyen olaylar gibi komplikasyonlar meydana ge- lebilmektedir. Yeni cerrahların eğitilmesi ve denetlenmesi, araç gereçleri tanımaları, kusursuz cerrahi yetenekler geliştirmeleri ve potansiyel komplikasyonlara dair bilince sahip olmaları jine- kolojik endoskopik yöntemlerde komplikasyon yönetiminin anahtarlarıdır. Daha da önemlisi, komplikasyon riskini minimize edebilmenin birçok yolu bulunmaktadır. Laparaskopik kamera kontrol sistemleri ve robotik yardımlı endoskopik ameliyatlar geliştirilen güncel teknolojik yeni- liklerden bazılarıdır. Balon vajinoplasti gibi yöntemler için laparo-endoskopik tek taraflı cerrahi uygulaması da teorik olarak komplikasyonların azaltılmasına yardımcı olur. Aynı zamanda, örne- ğin vajinal histerektomi gibi uterus hacminin sınırlandırıcı etkisinin olmaması veya abdominal kesi gerektirmeme gibi avantajlara sahip olması nedeniyle transluminal endoskopik cerrahiye doğru da bir eğilim vardır. Böylelikle cerrahlar, jinekolojik endoskopik yöntemlerde yenilikçi teknikleri ve teknolojileri komplikasyonların yönetimine ve minimize edilmesine dahil edebilmektedir. Bu ma- kale jinekolojik laparoskopik komplikasyonları en aza indirmek için alınabilecek tedbirleri ve komp- likasyonlarda yönetimi incelemektedirÖğe OBSTETRİK VE JİNEKOLOJİDE ANALİZ(2016) GÜMÜŞA, İlknur İNEGÖL; ESER, AylaAmilaz sindirim sisteminin temel enzimlerinden birisidir. Başlıca pankreas ve tükrük bez- leri tarafından üretilir. Sindirim sistemindeki temel fonksiyonu karbonhidrat sindirim olup, nişas- tayı maltoza parçalamaktır. Güncel tıp alanında çok önemli bir araç olarak kabul edilmektedir. Kandaki çok az ya da çok fazla miktarda amilaz, özellikle pankreasla ilgili olan çeşitli sorunların gös- tergesidir. Günümüzde tükrük-serum-uterin amilaz testleri obstetrik ve jinekolojide yaygın olarak kullanılmakadır. Bu basit ama muhteşem testlerin bazı jinekolojik hastalık ve bozuklukların tan- ımlanmasında çok etkili ve güvenilir olduğu görülmüştür. Örneğin yüksek amilaz seviyesi over kanserinin, rüptüre olmuş dış gebeliğin erken bulgusu olabilirken düşük amilaz seviyeleri preek- lampsinin belirteci olabilir. Uterin amilaz infertilite ile ilişkili olabilir. Diğer ilişkili durumlar gebe hastalarda ritodrin ve efedrine cevap olarak hiperamilazemi ve makroamilazemidir. Aynı zamanda amilaz bir stres belirteci olarak tanımlanmıştır ve dolayısıyla büyük ölçüde kadınları etkileyen bir- çok stresle ilgili komplikasyonun tanımlanması için kullanılmaktadır. Özellikle tükrük amilazı gebe hastalarda bir stres belirteci olarak kullanılmaktadırÖğe Ovarian Fibroma as a Possible Cause of Fever of Unknown Origin(2015) KAYGUSUZ, İkbal; ESER, Ayla; İNEGÖL, İlknur GÜMÜŞ; KIRBAŞ, İsmail; AKIN, Kayıhan; HALTAŞ, Hacer; KAFALI, HasanFibromlar overin en sık görülen iyi huylu solid tümörüdür. Klinik olarak asemptomatiktirler ve ameliyat öncesi tanı genellikle zordur. Bu yazıda nedeni bilinmeyen ateş (NBA) sebebi olarak bir overyan fibrom olgusu sunulmaktadır. 26 yaşındaki kadın hasta 1 aydır aralıklı devam eden ateş ne- deniyle hastanemize sevk edildi. Ultrasonografi ve pelvik bilgi- sayarlı tomografi taramaları sağ adneksiyal alanda bir hipo- ekoik görünüm gösterdi ve klinik bulguların ışığında hastaya pyosalpinx tanısı konuldu. Püy drenajı planlandı ama ultraso- nografi eşliğinde adneksal kitleden 3 cc seröz materyal drene edildi. Antibiyotik tedavisine rağmen hastanın ateşi devam etti. Romatolojik, enfeksiyöz ve malign etyolojiler dahil, NBA için kapsamlı tetkikler yapıldı. Pelvisin manyetik rezonans görüntü- leme (MRG) taramaları ovaryan fibromu düşündüren iki iyi ta- nımlanmış ovaryan lezyon gösterdi. MRGda jinekolojik enfek- siyon hastalıkları düşündüren bulgular tespit edilmedi, Sonra laparoskopi planlandı. Hasta ameliyata iyi yanıt verdi ve ateş ameliyattan sonra düzeldi. Hastamız şimdi ameliyat sonrası dokuzuncu ayda ve hala ateşi yok.Öğe Vücut Kitle İndeksinin Doğurganlık, Gebelik ve Doğum Üzerine Etkileri(2016) ESER, Ayla; KAYGUSUZ, İkbal; KALEM, MÜBERRA NAMLI; CANBAL, MetinObezite, beraberindeki birçok kronik sağlık sorunuyla birlikte tüm dünyada halk sağlığı sorunu olmuştur. Doğurganlık, gebelik ve doğum üzerinde etkileri olan aşırı kilo (Vücut Kitle İndeksi-VKİ=25.0-29.9 kg/m2) ve obezitenin (VKİ >=30.0 kg/m2) genç kadınlar arasındaki yaygınlığında artış görülmektedir. Obezite ve aşırı kilo aynı zamanda erkek fekunditesinin düşmesine de sebep olmaktadır. Obezite ve aşırı kiloluluğun başarılı in vitro fertilizasyon üzerindeki etkilerine dair tam anlamıyla net sonuçlar bulunmamaktadır. Düşük VKİ'ye sahip ve/veya gebelikte önerilenden daha az kilo alan kadınların düşük doğum ağırlığına sahip bebek sahibi olma riski daha yüksektir. Diğer yandan, yüksek VKİ, artmış gestasyonel hipertansiyon, pre-eklampsi, doğum indüksiyonu, makrozomi ve sezaryenle doğum insidansı ile doğrudan ilişkilidir. Bu makalede VKİ'nin doğurganlık, gebelik ve doğum üzerine etkilerini güncel literatür bilgileri ışığında değerlendirmek amaçlanmıştır












