Yazar "Baykara, Rabia Aydogan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe BEHÇET SENDROMU BULGULARI İLE MEVSİMLER ARASINDAKİ İLİŞKİ(2021) pamukcu, melih; Baykara, Rabia Aydogan; Duran, Tugba IzciAmaç: Behçet sendromu ülkemizde yaygın olarak görülmekteolan bir hastalıktır ve bu hastalığın tüm komplikasyonlarının vebelirtilerinin şiddetlenmesinin mevsimsel ilişki gösterebileceğidüşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı Behçet sendromunabağlı sistemik tutulumlar ile bu tutulumların mevsimselilişkisini incelemektir.Gereç ve Yöntemler: Onsekiz yaşından büyük ve sistemiktutulumu olan 77 hasta bu retrospektif çalışmaya dahil edildi.Hastaların yaşı, cinsiyeti, Behçet sendromu ve sistem tutulumutarihi bilgileri, C-reaktif protein değeri, eritrosit sedimantasyonhızı, hemoglobin, lökosit, trombosit, nötrofil, lenfosit, albümin,kreatinin değerleri kaydedildi. Behçet sendromuna bağlısistemik tutulum kaydına ulaşılan hastaların tutulum paternleri,artrit, üveit, derin ven trombozu, üveit + derin ven trombozu,nörobehçet ve enterobehçet olarak gruplara ayrıldı.Bulgular: Hastaların ortalama yaşı 41.6±9.8 yıl iken, 31 (%40)hasta kadındı. Paterji testi pozitifliği 38 (%49) hastada saptandı.Behçet sendromu sistem tutulumlarının dağılımı incelendiğinde7 hastada artrit, 36 hastada üveit, 8 hastada derin ven trombozu,14 hastada üveit ve derin ven trombozu birlikte mevcutken, 10hastada nörobehçet ve 2 hastada enterobehçet mevcuttu. Behçetsendromu tutulumlarının tanı tarihlerinin mevsimlere göredağılımı incelendiğinde üveit, derin ven trombozu ve bu ikitutulumun birlikte görüldüğü hastaların ilkbahar ve yazmevsimlerinde sonbahar ve kış mevsimlerine göre daha yüksekoranda tanı aldığı görüldü (p<0.05).Sonuç: Behçet sendromunın sistemik etkilerinin tanı almadönemlerinin, diğer bir deyişle aktivasyon dönemlerininmevsimlerle anlamlı şekilde ilişkili olduğu saptandı. Builişkinin diğer otoimmün inflamatuar hastalıklarda olduğu gibiBehçet sendromunun da etiyolojisinde yer alan genetikyatkınlığa eşlik eden çevresel faktör etkisi nedeniyle olduğunudüşündürmektedir ve hastaların takibinde bu ilişki göz önündebulundurulmalıdır.Öğe Çocuklar İçin Özel Gereksinim Raporu (ÇÖZGER) Almak Üzere Sağlık Kuruluna Başvuran Hastaların ÇÖZGER Yönetmeliğine Göre Hareket Gelişim Alanının İncelenmesi: Kesitsel Bir Araştırma(2022) Baykara, Rabia Aydogan; TAŞ, Nevsun Pıhtılı; Tasci, IremHastanemize çocuklar için özel gereksinim raporu (ÇÖZGER) almak\rüzere başvuran hastaların; demografik özellikleri, hareket gelişim alanı ile ilgili tanı dağılımları ve sağlıkla ilgili özel gereksinimlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve\rYöntemler: Sağlık kuruluna ÇÖZGER almak amacıyla başvuran, 472 hasta retrospektif olarak incelendi. Hastaların cinsiyet, yaş, özel gereksinim durumu, başvuru nedenleri ve hareket gelişim alanına ait veriler kaydedildi. Tüm lokomotor sistem için hareket\rgelişim alanı, romatolojik hastalıklar alanı, kalıtsal doğmalık hastalıklar alanı, metabolizma alanı ve sinir sistemi alanındaki etkilenme kaydedildi. Bulgular: Sağlık kuruluna\rbaşvuran hastaların %39’u (n=184) kız, %61’i (n=288) erkek cinsiyetteydi. Özel gereksinim alanı değerlendirmesinde hareket gelişim alanında %40,1 (n=189) oranında\rhasta vardı. Bu alanda en fazla serebral palsi tanılı hasta oranı %18,4 (n=87) idi. Bunu\rsırasıyla %5,2 (n=25) ile motor fonksiyonlarda özel gelişimsel bozukluk, %1,2 (n=6) ile\rbrakial pleksus hasarı, %1,4 (n=7) ile parapleji izlerken, konjenital diğer malformasyonlar/sendromlar; spina bifida, tethered kord sendromu, skolyoz, artrogripozis multipleks konjenita tanılarında %13,5 (n=64) oranında hastada vardı. Hastaların özel\rgereksinim düzeyi en çok özel koşul gereksinim var %39 (n=188) şeklindeydi ve\r%91,3’ünün (n=431) özel gereksinim ihtiyacı vardı. Özel gereksinim düzeyi kızlar ile\rerkekler arasında farklıydı (p<0,023). Sonuç: Çocukluk çağının işlevleri, etkinlikleri\rve sosyal yaşamdaki özel gereksinimlerinin doğru belirlenmesi çok önemlidir. Hareket\rgelişim alanı, psikiyatrik hastalıklardan sonra en çok etkilenen gelişim alanıdır (%40,1)\rve fonksiyonel kullanımının sağlanması, büyüme gelişme çağındaki çocuklarda kritik\röneme sahiptir, ayrıca erişkinlerden farklı bir disiplinle yaklaşım gerektirir. Konuyla\rilgili hekimlerin ÇÖZGER’in bu alanında bilgi sahibi olması hem rehabilitasyon hem\rde sosyal destek gereksinimi açısından önemlidir.Öğe Coexistence of obstructive sleep apnea syndrome and fibromyalgia(2022) Geçkil, Ayşegül Altıntop; Baykara, Rabia AydoganIntroduction: Fibromyalgia is characterized by pain all over the body, whose\rdiagnosis and treatment are not fully understood. Obstructive sleep apnea\rsyndrome (OSAS) is a disease that causes apnea, hypopnea and oxygen desaturation\rdue to collapse in the upper respiratory tract and is characterized by\rexcessive daytime sleepiness, fatigue and lack of attention. Symptoms and\rsigns of OSAS and fibromyalgia are similar. In our study, we aimed to compare\rthe association of fibromyalgia in female OSAS patients in terms of polysomnography\rand laboratory parameters.\rMaterials and Methods: We aimed to examine the association of fibromyalgia\rin patients with female OSAS. A total of 190 female OSAS patients were included\rin the study. The patients were divided into two groups according to the\rpresence of fibromyalgia: 88 (46.3%) patients in the fibromyalgia group and\r102 (53.7%) patients in the control group. Statistical Package for the Social\rSciences (SPSS) program was used for the evaluation of demographic data,\rpolysomnography parameters and laboratory tests of the patients, and values\rwith p< 0.05 were considered statistically significant.\rResults: Mean age of the patients was 52.1 ± 11.9 years and mean body mass\rindex (BMI) was 35.1 ± 7.2. There was no difference between age and BMI\r(p= 0.971, p= 0.716, respectively). Periodic leg movements (PLMS) were higher\rin the fibromyalgia group (p= 0.02). The desaturation index (CT90) was\rfound to be high in the fibromyalgia group (p= 0.043). The minimum SaO2\rvalue was found to be low in the fibromyalgia group (p= 0.022). Sleep latency\rwas found to be higher in the fibromyalgia group (p= 0.031). Hemoglobin and\rhematocrit values were found to be statistically significantly higher in the fibromyalgia\rgroup (p= 0.020, p= 0.027, respectively). Triglyceride level was\rfound to be high in the fibromyalgia group (p= 0.043). \rConclusion: We recommend clinical evaluation of female patients with fibromyalgia and we suggest polysomnography, especially in\rpatients with excessive daytime sleepiness. Early diagnosis and treatment of concomitant OSAS will contribute to quality of fibromyalgia\rpatients’ life.Öğe Comparison of the effects of conventional physiotherapy and proprioception exercises on pain and ankle proprioception in patients with lumbar radiculopathy(2022) Deniz, Şenol; Erdem, Cumali; Canbolat, Mustafa; Toy, Seyma; Karatas, Turgay; Baykara, Rabia Aydogan; Ozbag, Davut; Akyurek, GokcenBACKGROUND: Lumbar radiculopathy is characterized by a significant amount of backache causing loss of workforce and is a significant health problem frequently seen in the general population. OBJECTIVE:The purpose of this study was to compare the effects of conventional physiotherapy (CT) and proprioception exercises (PE) on ankle proprioception and lumbar pain between patients with lumbar radiculopathy and a healthy control group. METHODS:In this randomized clinical trial, 89 patients referred to the Physical Medicine and Rehabilitation outpatient clinic were selected through convenience sampling. They were randomly assigned to three groups: CT (n= 27), PE (n= 31), CT&PE (n= 31). Thirty healthy volunteers were included in the study as the control group. Proprioception measurements were made with an isokinetic dynamometer at 10? dorsiflexion (DF), 11?, and 25? plantarflexion (PF) angles. Lumbar pain was assessed by using the Numerical Pain Rating Scale (NPRS). The data were analyzed by IBM SPSS Statistics version 22.0 via the Kruskal-Wallis and Mann-Whitney U tests. RESULTS: There was a statistically significant difference between the groups in terms of ankle proprioception and NPRS measurements in post-treatment evaluations (p< 0.05). Statistically significant differences were found between CT and PE groups and CT&PE and control groups. There was no statistically significant difference in comparing CT and PE groups and CT&PE and control groups within themselves (p> 0.05). CONCLUSION: The combined use of CT and PE is an effective method that can be used in the clinic to reduce angular differences in ankle proprioception which is one of the primary factors of balance and coordination and lumbar pain.Öğe Disease activation and laboratory parameters in Fibromyalgia Syndrome: Relationship with C-reactive protein/albumin ratio, neutrophil/lymphocyte ratio, mean platelet volume(2021) pamukcu, melih; Baykara, Rabia Aydogan; Duran, Tugba IzciFibromyalgia syndrome (FMS) is a chronic, widespread painful disease with unexplained etiopathogenesis and somatic-psychic findings. Unlike inflammatory rheumatic diseases, there are no specific laboratory parameters in FMS. In our study, we aimed to investigate the relationship between inflammatory markers and FMS activation scales. Eighty patients aged 18-65 years, diagnosed with FSM according to the American College of Rheumatology (ACR) 1990 criteria, were evaluated retrospectively. 61 healthy controls matched for sex, age, and body mass index (BMI) constituted the control group. In addition to the demographic data of the patients, the fibromyalgia impact questionnaire (FIQ) score, visual analog scale (VAS) fatigue score, VAS pain score, number of tender points, C- reactive protein (CRP), erythrocyte sedimentation rate (ESR), albumin, and complete blood count values were evaluated and compared statistically. FIQ, VAS pain, and VAS fatigue score, number of tender points were significantly higher in the patient group (p<0.001). The mean platelet volume (MPV), neutrophil-lymphocyte ratio (NLR), CRP values of the patient group were not statistically different from the control group. Patients' FIQ, VAS pain and VAS fatigue scores, number of tender points, and MPV, NLR, and CRP albumin ratio (CAR) parameters were not significant according to the correlation analysis. FIQ, VAS pain, VAS fatigue scores, and the number of tender points were statistically higher in the patient group, MPV, NLR, and CAR parameters were not different. Contrary to studies stating that FMS may be of inflammatory origin, no statistically significant difference was found in inflammatory disease activation parameters between patients with FMS and the control group in our study.Öğe FİBROMYALJİ SENDROMUNDA KİNEZYOFOBİ: OBEZİTE, AĞRI ŞİDDETİ, YÜKSEK HASTALIK AKTİVİTESİ İLİŞKİSİ(2022) Baykara, Rabia AydoganAmaç: Fibromiyalji sendromunda hastalık şiddeti ile kinezyofobi arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlandı.Gereç ve Yöntemler: Prospektif, kesitsel, vaka kontrol araştırması olarak planlanan bu çalışmaya Amerikan Romatoloji Koleji 2010 kriterlerine göre Fibromiyalji sendromu tanısı almış 21-67 yaş arası 149 hasta ile benzer özellikte 92 sağlıklı kontrol dâhil edildi. Hastalık şiddeti için Fibromiyalji Etki Anketi, ağrı şiddeti için vizüel analog skala, kinezyofobi için Tampa Kinezyofobi Ölçeği kullanıldı. Hastaların yaş, cinsiyet, vücut kitle indeksi gibi demografik verileri kaydedildi.Bulgular: Hasta grubu ve sağlıklı kontrol grubu arasında demografik veriler benzerdi. Tampa Kinezyofobi Ölçeği, hasta grubunda ortalama 41.51 (SS:7.31), kontrol grubunda ortalama 35.71 (SS:8.98) olarak bulunmuş olup anlamlı fark vardı (p<0.01. Hastalık şiddeti ile kinezyofobi arasında anlamlı korelasyon mevcuttu (p<0.01). Vizüel analog skala, Fibromiyalji Etki Anketi değerleri ise hasta grubunda kontrol grubuna göre anlamlı farklıydı (p<0.01). Vücut kitle indeksinin düşük (25 kg/m2 ve altı) ve yüksek grupları (25 kg/m2 üstü) ile kinezyofobi arasında anlamlı ilişki yoktu.Sonuç: Fibromiyalji sendromunda hastalık şiddeti arttıkça kinezyofobi de artmaktadır. Bu nedenle fibromiyalji sendromlu hastalarda tedavi planlarken kinezyofobi akılda tutulmalıdır.












