Yazar "Şahiner, Enes Seyda" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Is vitamin D supplementation a new hope for the therapy of the septic shock?(2013) Yilmaz, Hakki; Şahiner, Enes Seyda; Darçın, Tahir; Çelik, Hüseyin Tuğrul; Bilgiç, Mukadder Ayşe; Akçay, Ali T.Vitamin D is mainly known for its traditional role in the bone mineralization and calcium homeostasis. Recent studies have shown that vitamin D receptors (VDR) are present in almost all the tissues and cells in the human body. In addition, several studies have revealed that vitamin D is important in immunomodulation, regulation of inflammation and cytokines, cell proliferation, cell differentiation, apoptosis, angiogenesis, muscle strength, and muscle contraction. Patients with sepsis have high mortality rate and high deficiency in vitamin D. In addition, septic patients have decreased vitamin D binding-protein (DBP) levels which further exacerbate the vitamin D deficiency. The role of vitamin D treatment in sepsis syndrome has been evaluated in animal model of sepsis where 1,25-dihydroxyvitamin D3 [1,25(OH)2D3] administration was associated with improved blood coagulation parameters in sepsis associated with a disseminated intravascular coagulation. Vitamin D treatment in vitro has also been demonstrated to modulate levels of the systemic inflammatory cytokines, such as tumor necrosis factor-alpha (TNF-?) and interleukin 6 (IL-6), as well as inhibit the lipopolysaccharide (LPS)-induced activation and vasodilation of vascular endothelium. Vitamin D may enhance the induction of the antimicrobial peptides, cathelicidin and b-defensin, which have been described on mucosal and epithelial surfaces acting as the body's first line of defense against viral and bacterial pathogens. Vitamin D supplementation may divert attention from relatively simple, natural, and low-costmethods of preventing severe sepsis and septic shock. Further prospective, randomized and controlled clinical trials of adjunctive vitamin D therapy in patients who are vitamin D deficient are needed in the management of human sepsis syndrome. © 2014 Elsevier B.V., All rights reserved.; MEDLINE® is the source for the MeSH terms of this document.Öğe Obestatin ve malnutrisyon ilişkisinin hemodiyaliz hastalarında değerlendirilmesi(Turgut Özal Üniversitesi, 2015) Şahiner, Enes Seyda; Akçay, AliAMAÇ:Obestatin hormonunun malnutrisyon ve obezite ile olan ilişkisini hemodiyaliz hasta grubunda ortaya koymaktır. Hemodiyaliz hastalarında sekonder komorbiditeler de oldukça sık görülür. Anemi, kardiyovasküler hastalıklar, kemik-mineral metabolizma bozuklukları bunlardan bazılarıdır.Obestatin hormonunun sekonder komorbiditeler ve hiperlipidemi ile varsa ilişkisini açıklamaktır. YÖNTEM:Kesitsel bir çalışma yapıldı. Çalışmamıza 43 kronik hemodiyaliz hastası, 43 sağlıklı birey, kontrol grubu olarak katılmıştır. Hastaların ve kontrol grubunun alınan serum örneklerinde biyokimyasal parametreler ve ELISA yöntemiyle obestatin düzeyleri değerlendirilmiştir. BULGULAR:Gruplar arasında cinsiyet,yaş ve serum obestatin seviyeleri arasında anlamlı farklılık yoktu.Obestatin ile vücut yağ miktarı,bel çevresi,SGA puanları,BKİ ölçümleri,trigliserid ve ldl düzeyleri arasında korelasyon sağlandığı görüldü.Vücut yağ miktarının,obestatin düzeylerini etkileyen temel faktör olduğu bulundu.Obez bireylerde ise obestatinin %75 sensitivite,%71,2 spesifite ile obeziteyi belirlediği saptandı. TARTIŞMA:Serum obestatin seviyeleri, vücut yağ kitlesi,vücut kitle indeksi,bel çevresi,serum ldl ve trigliserid düzeyleri ile anlamlı olarak yüksek bulundu.Obestatin hormon çalışmalarının gelecekte malnutrisyon ve/veya obezite gelişiminin önlenmesi,düzenli besin-enerji alımı ve daha sağlıklı bir metabolizma işlevi açısından önemli bir belirteç olarak kullanılabileceği düşünüldü.Öğe Obestatin ve malnutrisyon ilişkisinin hemodiyaliz hastalarında değerlendirilmesi(Turgut Özal Üniversitesi, 2015) Şahiner, Enes Seyda; Akçay, AliAMAÇ:Obestatin hormonunun malnutrisyon ve obezite ile olan ilişkisini hemodiyaliz hasta grubunda ortaya koymaktır. Hemodiyaliz hastalarında sekonder komorbiditeler de oldukça sık görülür. Anemi, kardiyovasküler hastalıklar, kemik-mineral metabolizma bozuklukları bunlardan bazılarıdır.Obestatin hormonunun sekonder komorbiditeler ve hiperlipidemi ile varsa ilişkisini açıklamaktır. YÖNTEM:Kesitsel bir çalışma yapıldı. Çalışmamıza 43 kronik hemodiyaliz hastası, 43 sağlıklı birey, kontrol grubu olarak katılmıştır. Hastaların ve kontrol grubunun alınan serum örneklerinde biyokimyasal parametreler ve ELISA yöntemiyle obestatin düzeyleri değerlendirilmiştir. BULGULAR:Gruplar arasında cinsiyet,yaş ve serum obestatin seviyeleri arasında anlamlı farklılık yoktu.Obestatin ile vücut yağ miktarı,bel çevresi,SGA puanları,BKİ ölçümleri,trigliserid ve ldl düzeyleri arasında korelasyon sağlandığı görüldü.Vücut yağ miktarının,obestatin düzeylerini etkileyen temel faktör olduğu bulundu.Obez bireylerde ise obestatinin %75 sensitivite,%71,2 spesifite ile obeziteyi belirlediği saptandı. TARTIŞMA:Serum obestatin seviyeleri, vücut yağ kitlesi,vücut kitle indeksi,bel çevresi,serum ldl ve trigliserid düzeyleri ile anlamlı olarak yüksek bulundu.Obestatin hormon çalışmalarının gelecekte malnutrisyon ve/veya obezite gelişiminin önlenmesi,düzenli besin-enerji alımı ve daha sağlıklı bir metabolizma işlevi açısından önemli bir belirteç olarak kullanılabileceği düşünüldü.












